Düğün Gecemizde Gördüğüm Detay

Michael’ın sözleri odada asılı kaldı. Villanın ihtişamı, gösterişli düğün, her şey bir anda koca bir sahne dekoru gibi geldi gözüme. Karşımda oturan adam, sandığım gibi güçlü ve kusursuz biri değil; ailesinin beklentileri altında ezilen bir varisti.

O an fark ettim…
Ben zenginliğin ve aldatıcı ihtişamın içine itilmiş bir kadındım.
Michael ise görev ve gelenekler arasında sıkışmış bir adam.

Derin bir nefes aldım ve yumuşak ama kararlı bir sesle konuştum:
“Michael, düşündüğünden daha fazlasını anlıyorum. İkimiz de başkaları tarafından yazılmış bir hikâyenin içindeyiz. Ama belki birlikte bu hikâyeyi yeniden yazabiliriz.”

Başını kaldırdı. Gözlerinde ilk kez şaşkınlık ve umut vardı.
“Benden nefret etmiyor musun?” diye sordu.

Başımı salladım.
“Hayır. Kontrol edemediğin şeyler için seni suçlayamam. Ama bu yükle tek başına da kalamazsın.”

O an aramızdaki görünmez duvar çatladı. Koşullar yüzünden bir araya gelmiş iki yabancı, beklenmedik bir bağ kuruyordu. Bir aşk değildi belki ama dürüst bir anlaşmaydı: Ne olursa olsun, bu gerçekle birlikte yüzleşecektik.

Sonraki haftalar boyunca alışılmadık evliliğimizin sınırlarını öğrendik. Dışarıda herkes için mükemmel bir çifttik. İçeride ise yavaş yavaş birbirimizin korkularını, geçmişini ve hayallerini tanıyorduk.

Michael’ın aslında sanata tutkuyla bağlı olduğunu, bu hayatı hiç istemediğini öğrendim. O da benim edebiyata olan sevgimi, yarım kalan eğitim hayallerimi dinledi. İlk kez biri beni dinliyordu.

Bu evlilik bir sırla başlamıştı.
Ama zamanla bir şeye dönüştü:
Zorla yazılmış bir kaderin içinde, kendi sesimizi bulma çabasına.

O gece beni sarsan şey bir “detay”dı.
Ama asıl sarsıcı olan, gerçeği konuşmaya cesaret edebilmemizdi.
Reklamlar