Doğum, kadınların hayatında fiziksel açıdan en zor ve ağrılı geçen olaylardan birisidir. Doğum öncesi ve doğum anı her ne kadar zorlu bir süreç olsa da doğum sonrası da kadınlar için psikolojik bir travma yaratabilir.
Milyonlarca
kadın doğum anında yaşadığı korku ve çaresizlik sebebiyle Travma sonrası stres
bozukluğu yaşamaktadır. Yaşadığı anları hatırladıkça aynı hisleri duyar,
kabuslar görmeye başlar ve bu durum hakkında konuşmak istemez.
Dünya Sağlık
Örgütü her yıl yaklaşık 800 kadının doğumla ilgili sorunlar sebebiyle hayatını
kaybettiğini açıklamıştır.
Doğum anının
hafızada canlandırılması o an yaşanan panik ve korku gibi düşünceleri
beraberinde getirerek doğum anını tekrar yaşıyormuş gibi hissetmesine ne
sürekli endişe duymasına neden oluyor.
Uzmanlar doğum
anına kadar annenin el üstünde tutulduğu, doğum sonrası ise tüm ilginin bebeğin
üzerinde olmasının da anneyi kötü yönden etkilediği için yardım istemekten
çekiniyor. Cinsel yaşamı da etkilenen annenin yaşadığı travma aile bireyleri
arasındaki iletişimi de doğrudan etkiliyor. Bazı sorunlar zamanla düzelse de
bazıları kalıcı hasarlar bırakabiliyor.
Peki bu
durum nasıl tedavi ediliyor? Psikolojik bir tedavi olan bilişsel davranış
terapisi ile konuşarak düşünce ve davranışları değiştirilmeye çalışılıyor.
Geçmişi unutup şimdiki zamana odaklanmasına yardımcı olunuyor. Genellikle
faydalı olan bu tedavi bazı kadınlarda olumlu bir değişim göstermediği gibi
depresyona girmesine neden olabiliyor.