Kadın kapıda durdu. Eve uğursuz bir sessizlik çöktü, sadece kağıt hışırtısıyla bölündü. Lambanın ışığı, üzerinde hayvan şeklinde bir kraker tabağının durduğu küçük bir masaya düştü.
Çocuk bir sandalyede oturmuş, masum bir ciddiyetle, sanki yetişkinlerin anlayamayacağı bir şey biliyormuş gibi ona bakıyordu.
Çocuk sessizce, «Bir daha asla geri dönmeyeceksin sandım,» dedi, sözleri havada asılı kalmıştı. Kadın, vücuduna yavaşça yayılan tuhaf bir sıcaklık hissetti.
Bu mütevazı evde, çocuğun önemli bir şeyi, kelimelerle ifade edilemeyen bir şeyi paylaşmaya çalıştığını fark etti.
Odanın etrafına bakınırken duvarlarda fotoğraflar belirdi: aile, kahkahalar, anılar. Aralarında, hatırlamadığı kendi fotoğrafı da vardı.Aile oyunları
Yüreği burkuluyordu: Bu çocuk, onu uzun zaman önce kaybettiği bir geçmişe bir şekilde bağlıyor gibiydi.
Ve sonra beklenmedik bir şey oldu: Çocuk ona her şeyi değiştiren bir ithaf içeren küçük bir not uzattı. Kadın okudu: «Bazen kendini bulmak için kendinden küçük birine güvenmek gerekir.» Çocuğa baktı ve yıllar sonra ilk kez gerçek bir umut hissetti. Kaybolmuş gibi görünen her şey aniden ona yaklaştı; sadece inanması gerekiyordu.