Karadeniz Teknik Üniversitesi'nde "Mavi Vatan Karadeniz" konulu panel gerçekleştirildi.
KTÜ Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi ile KTÜ Stratejik Araştırma Merkezi'nce, KTÜ Osman Turan Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Mavi Vatan Türkiye" paneline katılan Türk DEGS Başkanı emekli tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı, Türkiye'nin bütün enerji havzalarının orta noktasında olduğunu söyledi.
Türkiye'nin Karadeniz'de bulduğu doğalgaz rezervine değinen Yaycı, yapılan anlaşmalar gereğince bulunan yer altı kaynaklarının Türkiye'nin kendi münhasır ekonomik bölgesi içerisinde yer aldığını, dolayısıyla da bir sorun oluşturmayacağını vurguladı.
Yaycı, Türkiye'nin Karadeniz'deki münhasır ekonomik bölgesinin deniz hukukuna göre son derece uygun olduğuna dikkati çekerek, Karadeniz Bölgesi üzerinde çok ciddi boru hatlarına sahip olan Türkiye'nin bu yönüyle de stratejik önemini artırdığını aktardı.
Türkiye'nin, Karadeniz'de en uzun kıyıya sahip ülke olduğunu ifade eden Doç. Dr. Yaycı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"1978 yılında bir kıta sahanlığı anlaşması, 1982'de Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku sözleşmesi imzalanmıştır. Türkiye o dönemde en sert şekilde soğuk savaşın cephe ülkesiydi. Sovyetler Birliği karşısında NATO'nun bir kanat ülkesiydi. O kadar gergin durumda 1986 yılında Türkiye bunu münhasır ekonomik bölgeye çevirdi. Takip eden 11 sene boyunca 1997'ye kadar da ilgili devletlerle tek tek anlaşma yaptı. 1991'de soğuk savaş bitip Sovyetler Birliği yıkılınca Karadeniz'de üç tane ayrı devlet çıktı Ukrayna, Rusya ve Gürcistan. Ukrayna ile tekrar anlaşma imzalayarak 1997'de tamamen Karadeniz'e münhasır ekonomik bölgemiz tespit ve tescil edilmiş oldu."
Doç. Dr. Yaycı, Türkiye'nin elinden geldiği kadarıyla Karadeniz'in barış denizi olması için katkı sağladığını ve bunu başardığını sözlerine ekledi.
Eski Büyükelçi Uluç Özülker ise denizlere hakimiyet konusunda silahlı kuvvetlerin güçlü olması gerektiğini vurguladı.
Diplomasinin olmazsa olmazlarından birisinin de caydırıcılık olduğunu ifade eden Özülker, "Mavi vatan dediğiniz zaman benim yönümden en önemli tarafı şudur, bugüne kadar yeteri kadar caydırıcılığımız yoktu. Düşünün ki Kıbrıs çıkarması yapmak için iki defa Amerikalılar aramıza girdi, iki gemiyi gönderemedik karşı tarafa. Bugün her halükarda Allah'a çok şükür, geçmişin bütün zaaflarına rağmen güçlü bir silahlı kuvvetlerimiz var. Bununla birlikte caydırıcı bir deniz kuvvetlerimiz mevcuttur" diye konuştu.
Amiral Gürdeniz yazdı, ses Cumhuriyet'in liberal 'sol'cusundan geldi!6 izlenme
Doğu Akdeniz Sempozyumu sonuç bildirgesi13 izlenme
Akar'dan NATO'ya net mesaj: ABD'nin o önerisine izin vermedi7 izlenme
Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki hamleleri sonrası Yunanistan AB'ye koştu: Küstah mektup13 izlenme
Doğu Akdeniz'deki sondaj ambargosuna yerli önlem!7 izlenme
Rus basını ‘Sistem çöktü’ diyerek paylaştı: Türkiye o ülke ile çatışmaya girebilir4 izlenme
Doğu Akdeniz'deki Navtex geriliminin perde arkasında ne var? Almanya'nın rolü!7 izlenme
Doğu Akdeniz'de Yaratıcı Yıkıcılık9 izlenme