BU FIKRAYI 33 YAŞ ALTI OKUMASIN BAK ONA GÖRE ? (DEVAMI Y0RUMDA)
Bir kadın gece yarısı ıssız sokaktaki evine dönerken adamın biri kolundan yakalayıp az ilerdeki parka sürüklemiş ve çalı yığınının arkasına yatırmış..Pantolonunu aşağı doğru indirip kadının üzerine çullanmış..Kadın 'imdaat yardım edin dolandırıcı var...!! var diye bağırmaya başlamış.Adam dizlerine kadar inen pantolonuyla ayağı kalkmış ve ben dolandırıcı değil tecav-zc-yüm demiş adam.Bunun üzerine kadın^^ulan bu kadarcık şeyle t-cav-zmü olur bu resmen dolandırıcılık!!!
SULTANIN GÖĞÜSLERİ
Ahmet sarayın hizmetkarlarından biri.. Yıllardır Kraliçeyi görür ve onun göğüslerine hayran olurmuş.. Artık bir saplantı halini almış Kraliçenin göğüslerine dokunmak.. Tüm cesaretini toplayıp haremağasına açılmış.. – “Bana sultanın göğüslerini koklat. Ömür boyu biriktirdiğim bin altın senin” demiş. Harem ağasının aklı yatmış bu karlı işe. Kenar mahallelerde tanıdığı bir simyacı – büyücü karışımı bir kadın varmış. Ona gidip bir losyon hazırlatmış ve bu losyonu, sultanın o gün banyodan sonra giyeceği korsaya iyice sürmüş. Sultan çıplak tenine korsayı takınca, losyon etkisini hemen göstermiş. Göğüsleri yangın yeri gibi yanmaya başlamış. Saray doktorları merhemlerle, ilaçlarla çare bulamamışlar. Sultan acıdan, kaşıntıdan, yanmadan ölecek. Harem ağası ortaya çıkmış ve padişaha “Saray hizmetkarlarından Ahmet, derdinize derman olabilir. Onun salyası, herşeye iyi geliyor. Tek çare, Ahmed’in dili.
Tek çare, Ahmed’in dili. Kraliçemizi ancak o kurtarır, eğer siz izin verirseniz” demiş. Padişah çaresiz çağırmış Ahmet’i hareme. Ahmet bir saate yakın sultanla yalnız kalıp muradına ermiş. Ne var ki söz verdiği halde 1000 altını harem ağasına vermeye yanaşmamış. “Bu olayı açıklarsan ikimizin de kellesi gider. Bunu göze alamazsın. Hadi bakalım, çek arabanı” demiş, haremağasına. Çok kızmış harem ağası.. Öyle kızmış ki.. Ertesi gün aynı yakıcı losyonu padişahın, banyodan sonra giyeceği donuna iki kat sürmüş…
YÜZ MARK
Üç fahişe, o gün başlarından geçenleri anlatıyorlar. Birincisi, “Mercedes’e bir girip çıktım, üçyüz mark aldım.” İkincisi, “Bir Volkswagen’e girip çıktım, yüz mark kazandım.” Üçüncüsü, “Beni de motosiklete bindirip yapı yeri barakasına götürdüler. Sırtıma tahta kıymıklar battı. Parayı da perşembeye verecekler.”
BEDAVA SEX
Benzin istasyonunun önünde bir afiş: “Depoyu dolduran lotaryada tutturursa bedava seks kazanıyor.” İki kafadar benzinciye “Doldur depoyu” der, sonra bedava seks için lotaryaya talip olur… Benzinci sorar: – “Kafamdan bir sayı tuttum, bilirseniz bedava seks…” “Üç” derler… Benzinci, “Bilemediniz, ben beş tutmuştum.” Bir hafta sonra iki kafadar yine gelir, depo yine doldurulur, yine lotarya… Bizimkiler “Yedi” der. Benzinci “Olmadı, ben altı tutmuştum”. Üç gün sora yine depoyu doldururlar, yine lotarya… “Iki” derler, benzinci “Bir” der. Kafadarlardan biri arkadaşına açılır: “Yahu bu bizi kandırıyor galiba, hep başka rakam söylüyor. Hile yapmasın?” Diğeri cevap verir: “Yok canım kızkardeşim arka arkaya iki kere kazandı.”
Avcımız avlanmaya çıkar dağa tepeye.. Bir bakar ki bir ayı karşısında.. Çeker tüfeğini ateşler ama tüfek tutukluk yapar.. Napsın, kaçmaya başlar, ayı da peşinde.. Ayı yakalar bunu, bir güzel becerir.. Avcımız hırs yapar, öldürecektir illa ki bu ayıyı.. Bir müddet sonra bir daha görür ayıyı, çeker tüfeği, basar tetiği yine tutukluk yapar; bizimki kaçar, ayı peşinde, yakalar ayı bunu, bir daha becerir.. Avcımız iyice hırslanmıştır illa ki vuracaktır ayıyı.. Takılır ayının peşine, görür, çeker tüfeği basar tetiğe yine tutukluk yapar, ayı bunu bir daha yakalar bir daha becerir.. Bu olay gün boyunca tekrarlanır.. Artık avcının dayanacak gücü kalmamıştir, hayat meselesi olmuştur bu, son bir defa daha bakar ayı karşısında.. Çeker tüfeği basar tetiğe ve tüfek yine tutukluk yapar.. Ayı yakalar bunu ve der ki: – “Ya kardeşim avcı mısın, i*ne misin?”
SCANNER
Komutan emir erini çağırmış: – “Bana çabuk bir lazer yazıcı bul getir.” – “Emredersin komutanım.” Bir saat sonra emir eri yanında başka bir er ile gelmiş. – “Lazer yazıcıyı getirdim komutanım.” – “Hani nerde lan?” – “Komutanım bu arkadaş laz bir erdir ve bizim bölükte yazıcıdır!” – “Ulan iyi ki, scanner istememişiz be!”
GENERALİN JİPİ
Komutan karargah garajına telefon açar: – “Zırrr Zarrr…” – “Aluuu” – “Şu anda garajda kaç tane araç var?” – “Şu anda i*ne generalin jipinden başka bi poh yok!” – “Ulan sen kiminle konuştuğunu biliyor musun? Ben o generalim!” – “Yaa öyle mi? Eee peki siz kiminle konuştuğunuzu biliyor musunuz?” – “Yooo…” – “O zaman bay bay **ına godumun generali!”
Bir astsubayla bir gözü takma Yüzbaşı, aynı bekar lojmanında kalıyorlardı. Yüzbaşı her gece yatmadan önce takma gözünü çıkartır, su dolu bir bardağa koyar, sabah tekrar yerine takardı… Sıcak bir yaz akşamı gece yarısı astsubay susadı, el yordamıyla sehpadaki bardağı kaptı, bir dikişte yuvarladı. Ama suyla birlikte gözü de yutmuştu. Astsubay olayın farkına vardı ama artık iş işten geçmişti… Ertesi gün sabah sporundan sonra astsubay tuvalete gitme ihtiyacı duydu. Koşar adımla tuvate gitti pantolonunu sıyırdı başladı ıkınmaya.. Fakat bir türlü rahatlayamıyordu. Onun ıkınma sesini duyan tuvalet nöbetçisi er telaşlandı; nazikçe kapıyı tıklattı.. – “Komutanım yardımcı olayım?” Astsubay can havliyle kapıyı açtı: – “Bak oğlum şurada ne var bir türlü s*çamıyorum”, deyip ere doğru döndü. Er eğilip bakar bakmaz hazırola geçti ve selam durdu. Bunu gören astsubay sinirlendi: – “Ne selam durdun oğlum!”, diye bağırdı. Asker yanıtladı: – “Nasıl selam durmayayım komutanım, içeriden yüzbaşım bakıyor.”
YAPINDA YAKALAYALIM
Çingenelerde bir adet vardır. Bir bebek doğunca annesi bir törenle onun adını koyar. Ama o anda ne söylerse ad olarak o kalır. Bir gün bir bebek doğar ve tam adını koyacağı sırada annesinin *oku gelir. Ve “*okum geldiii!” diye bağırır ve çocuğun adı “*okum geldi” olarak kalır… *okum geldi büyür ve askerlik çağına gelir. Askere gider, komutan adını sorunca “*okum geldi” der. Komutan “git tuvalete yap da gel” der. *okum geldi de gider tuvalete ve gelir. Bu olay bir kaç kez tekrarlanır. Sonunda bir arkadaşı “onun adı *okum geldi komutanım” der. Günler böyle geçip giderken *okum geldinin askerlikten canı sıkılır ve kaçmaya karar verir. Akşam olunca duvardan atlayarak kaçarken, komutan kaçtığını görür ve hemen bağırmaya başlar “*OKUM GELDİİİ KAÇIYOR LANNNN!” Bunu duyan askerler saf saf bakarlar. Komutan tekrar tekrar bağırır: “BOKUM GELDİ KAÇIYORRR LANNN!” bunu duyan askerlerden biri şöyle bağırır: – “YAPINDAAA YAKALIYAAALIIIMMMM KOMUTANIMMMMMMMMMMM”
İYİKİ JİNEKOLOG DEĞİLİM
Fevkalade sosyetik bir kokteyl. Dr. Bey smokinleri içinde iki kat yakışıklı. Ağzından da bal akıyor ya. Etrafı her zamanki gibi genç ve güzel hanımlarla çevrili. Bunlardan biri: – “Ah doktor, dişim öyle ağrıyor ki günlerdir”, demiş. Sonra yakalamış doktorun elini. Ağzına doğru çekmiş. Çekmekle de kalmamış. Sokmuş doktorun parmağını ağzına. Sol tarafa kaydırmış. İşaret parmağını azı dişine doğru zorla uzatıyor. – “İşte burası… Tam burası… Öyle ağrıyor ki?” Doktor parmağını kadının ağzından kurtarmaya çalışırken söyleniyor: – “Hanımefendi, iyi ki jinekolog değilim…”
TÜT
Çocuk peltekmiş. Öğretmeni tahtaya kaldırmış ve tahtadaki “kedi sütü iç” yazısını okumasını istemiş. Çocuk “tedi tütü it” demiş. Öğretmen bağırmış “doğru söyle” demiş. Çocuk yine “tedi tütü it” demiş. Öğretmen acaip sinirlenmiş ve çocuğu dövmüş, “doğru oku dedim sana şunu!” demiş. Çocuuğun artık canına tak etmiş ve bağırmış: – “Anatını tittimin tediti ittene tu tütü!”
KOMUTANINA NAH ÇEKİYOR
Kimin askeri daha cesur yarışması varmış. Karacıların komutanı: – “Oğlum şu tankın altına atla!”, demiş. Asker atlamış ölmüş. Havacıların komutanı: – “Oğlum şu uçaktan betona paraşütsüz atla!”, demiş. Asker ölmüş. Denizcilerin komutanı: – “Oğlum şu geminin altına gir!”, demiş. Asker: – “Naah atlarım”, demiş. Denizci komutanı diğer komutanlara dönüp: – “Bakın, benim askerim daha cesur, komutanına nah çekiyor!”
İKİ TANE VAR
Eve bir gün tesisatçı çağırmışlar. Adam çalışırken evin küçük oğlu gelip seyretmeye başlamış. Tesisatçı da çocuğun ilgisini görünce takım çantasından tornavidayı çıkartıp çocuğa: “Bu ne biliyor musun?” demiş. Çocuk da “biliyorum, babamda bundan iki tane var. Küçüğüyle prizleri kontrol eder, büyüğüyle masanın bacaklarındaki vidaları sıkar” demiş. Tesisatçı: “İyi, aferin oğlum” demiş. Sonra eline anahtarı almış “Peki bu ne biliyor musun?” demiş. Çocuk: “Biliyorum. Babamda bundan iki tane var. Küçük olanıyla muslukları değiştirir, büyük olanıyla boruları tamir eder.” demiş. Tesisatçı “Çattık be…” demiş içinden. Bu kez de çekici alıp “ya bunu bilecek misin?” deyince çocuk “Biliyorum, babamda bundan iki tane var. Küçüğünü cam takarken kullanır, büyüğünü de duvar kırarken kullanır” demiş. Her sorduğuna cevap yetiştiren çocuğa tepesi atan tesisatçı bu sefer fermuarını açıp göstermiş: “Bunu da bilecek misin lan ukala?” deyince çocuk: “Biliyorum, bundan babamda iki tane var. Küçüğüyle çişini yapar, büyüğüyle de annemi” demiş.
KALEM GİBİ
Adamın biri daldan dala gezerken cinsel organı kırılmış. Doktora gitmiş. Doktor adama her akşam yatmazdan önce on onbeş dakika cinsel organını bir bardak süte bandırmasını istemiş. Adam eve gelip yatma vakti geldiğinde banyoya girip doktorun dediklerini uygulamaya başlamış. Tabi karısı içerde bekliyormuş ve kocasına seslenmiş. Aradan biraz zaman geçtikten sonra kadın sabırsızlanıp dalıvermiş banyoya… Şaşırarak: – “Ay kocacığım kırk yıl düşünsem bunun bir dolma kalem gibi doldurulduğu aklıma gelmezdi…”
BENİ TANIDILAR
Temel ve Dursun bir bankayı soymaya karar vermişler. Bankayı soymuşlar, paralarla kaçarlarken bunların peşine polis düşmüş. Polislerden biri bağırmış bu esnada “duuur, o.. çocuğu!”. Temel Dursun’a dönmüş: – “Sen kaç, beni tanıdılar!”
ŞEYTANA UYDUK
Irza tecavüz davasıyla bir çapkını mahkemeye çıkarırlar. Kadı sorar: – “Bu suçu ne diye işledin?” Delikanlı yanıt verir: – “Şeytana uydum. Bana yol gösterdi, bu işi yaptırdı.” Bektaşi olan kadı: – “Bre çapkın! Hz. Adem’e bile secde etmemek için cennetten kovulmayı göze alan şeytanın işi yok da sana pezevenklik mi yapacak!”
YUMUŞAK SERT
Adam resepsiyonda bekliyormuş. Arkadasındaki güzel bayanı görememiş. Ve birden dirseği kadının göğüslerine dokunmuş. Adam: – “Hanımefendi eğer kalbiniz de göğsünüz kadar yumuşaksa beni affedersiniz”, demiş. Kadın da bunun üzerine: – “Beyefendi eğer penisiniz de dirseğiniz kadar sert ise oda 406’da bekliyorum.”
JAPON ROBOT
Adamın biri evlenmiş, iki ay sonra da Avrupaya iş gezisine gitmiş. Bu arada karısı da komşusuyla kırıştırıyormuş. Bir gün yine komşusuyla yataktayken kocası gelmiş ve zile basmış, kadın “eyvah kocam” deyip adamı saklamak için yer aramaya başlamış. Adama, “sen kapının arkasına saklan, kocam seni görüp sorarsa Japonya’dan istediğimiz robot geldi derim”, demiş. Kocası içeri girmiş ve “karıcım çok kudurdum hadi yatalım”, demiş. Kadın da “yorgunum daha sonra” demiş. Adam “ben banyoya gidip bi duş alayım sonra yatarız” derken kapının arkasındaki adamı görmüş, bu da kim?” diye hiddetlenmmiş. Karısı da kocacım Japonya’dan istediğimiz robot bu” deyince, adam, “duştan önce şunu düzeyim” demiş ve geçmiş robotun arkasına. Yüklenmiş ama girmiyo, başlamış karısına bağırmaya: “Ya şu Japonlar robotu çok iyi yapmışlar ama deliğini küçük yapmışlar. Sen oradan matkabı getir de deliği büyüteyim” demiş. Bunu duyan komşusu başlamış bağırmaya: – “TEKRAR DENEYİN BELKİ ALIR, TEKRAR DENEYİN BELKİ ALIR, TEKRAR DENEYİN BELKİ ALIR!”
DONMUŞ TAVUK
Adam eve döndüğünde bir kutu Viagranın Papağanı tarafından yenildiğini görünce fena halde hiddetlendi ve ceza olarak papağanını buzdolabının buzluğuna kapattı. Aradan bir kaç saat geçti, merakla buzdolabına gitti buzluğu açtı, oda ne papağan kan ter içindeydi, hayretle sordu: – “Bu ne hal?” Papağan yanıtladı: – “Donmuş tavukların bacaklarını ayırmak kolay mı sanıyorsun?”
ÇEMBER YAPALIM
Bir gün bir adam çölde mahsur kalmış ve kendine bir çıkış yolu bulmak için yürümektedir. Adam yürür yürür ve sonunda bir tepeciğe ulaşır. Tepenin arkasından sesler yükselmektedir. Adam birilerini bulduğunu düşünüp sevinir fakat duyduğu laflara bir türlü anlam veremez. Tepenin arkasından “çember yapalım, çember yapalım” şeklinde bir ses gelmektedir. Adam tepenin üstüne vardığında arka arkaya geçmiş 15 erkeğin birbirini düzdüğünü görür, en öndeki de “çember yapalım, çember yapalım” şeklinde bağırmaktadır…