Temel askerligini yunan sınırında yapıyormuş. Temel’in canı çok sıkılıyormuş. Yunan’a bir ıslık çalmış elleriyle “Havacı mısın?” işareti yapmış, Yunan aldırmamış.
Bir ıslık çalmış elleriyle “Karacı mısın?” işareti yapmış, Yunan aldırmamış. Bir ıslık daha çalmış “Denizci misin?” anlamında yüzme işareti yapmış, yunan aldırmamış.
Bir ıslık daha çalmış. El haraketi yaparak “Topçu musun?” demiş, yunan aldırmamış.
Bir ıslık daha çalmış “Gözcü müsün?” anlamında dürbün işareti yapmış, yunan aldırmamış.
Nöbetler degişmiş sıra yine Temel’le Yunan’a gelmiş.
HABERIN devamı için görsellere tıklayarak ilerleyiniz
Yunan’a hadi sınıra git demişler yunan da:
– “Ben oraya gitmem. Orada bir deli türk askeri var, bana hava kararınca yüzerek gelip sana bir koyacam gözlerin fırlayacak diyor..”
BONUK FIKRA 2
Tatbikat
Temel ve Dursun Askerliklerini birlikte yapıyorlarmış ve bir gün aynı askeri tatbikata katılmışlar. Tatbikat paraşüt ile uçaktan atlamakmış. Diğer askerler gibi sıra bizimkilere gelmiş ve kendilerini boşluğa bırakmışlar. Aksilik bu ya! Temel’in paraşütü açılmış lakin Dursun’un paraşütü açılmamış. Dursun Temel’e:
Ula Temel benim bu paraşüt açılmayi da!… Temel’de hemen cevap vermiş:
Ula uşağum yardımcı paraşütü aç, yardımcı paraşütü…
HABERIN devamındadır
HABERIN devamı için görsellere tıklayarak ilerleyiniz
Dursun ne kadar uğraştıysa da bir türlü yardımcı paraşütü de açmayı başaramamış ve Temel’e:
Ula Temel bu da açilmayi da!… deyince Temel:
Boş ver uşağum nasıl olsa tatbikattayız da! demiş.
Genç sarışın yüksek ateş şikayetiyle doktora gider.
Kadın;
-"Dr.bey çok yüksek ateşim var beni muayene eder misiniz?"
Doktor;
-"Tabi hanımefendi,lütfen şu dereceyi dilinizin altına koyun"
Kadın;
-"Ama ben dereceyi ağzıma sokamam tiksinirim"
Doktor;
"-O zaman koltuk altınızdan alalım ateşinizi.."
Kadın
"-Şeyy..doktor bey,oradan da çok gıdıklanırım.."
Doktor;
"-O zaman son çare olarak makat dan ölçeceğiz" der.
Kadın bunun olabileceğini söyler ve derecenin koyulması için gerekli olan pozisyonu alır. Doktor dereceyi yerleştirir ancak sarışın hatundan bu sefer de bir itiraz yükselir;
"-Ama doktor bey dereceyi koyduğunuz yer benim makatım değil ki"
Doktor;
"-Ehm, zaten bu da derece değil.."
Güzel mi güzel olan genç bir sarışının bir tanesi, telefonda yüksek ateşli olduğunu söyleyerek doktordan randevu alır. Randevu saatinde sarışın doktorun yanına gider ve sırası gelince içeri girer. Doktor her hastasına sorduğu gibi bizim genç sarışına da aynı soruyu sorar :
– şikayetiniz nedir hanim efendi?
– Ah doktor bey bir bilseniz çok ateşim var
– o zaman derece ile bir ateşinizi ölçelim buyurun dereceyi ağzınızda biraz tutunuz
– ay doktor bey ben dereceyi ağzıma alamam, ondan tiksinirim
– o zaman öyle ise koltuk altına koyunuz oradan ateşinizi ölçelim
– ay doktor bey orası katiyen olmaz, ben çok gıdıklanırım
– o zaman ateşinizi ölçebileceğimiz, son çare olarak tek bir yer kalıyor
– Neresi doktor bey?
Neresi doktor bey?
– Ancak makatınıza dereceyi koyarak ölçebiliriz
bu fikir bizim genç bayanın aklına yatar ve kabul eder Tabii bu arada derecenin makatına yerleştirilmesi için gereken pozisyonu da almıştır :
– Tamam doktor bey ben hazırım ateşimi ölçebilirsiniz
Doktor da ateşi ölçmek için atağa kalkar
Bizim genç sarısından yine bir itiraz gelir
– şey doktor bey
– ne oldu hanim efendi?
– o dereceyi koyduğunuz yer makatım değil ki!!!
– merak etmeyin oraya koyduğum şey de, zaten derece değil.
Pansiyoncu kadının evinde genç bir erkekle genç bir bayan oturuyordu. Pansiyoncu kadın sabaha karşı genç bayanın odasında bir gürültü duydu. Kalkarak bayanın odasına gitti ve orda delikanlıyı yakaladı.
Genç adamın üstünde sadece pijamasının üstü bulunuyordu.
"Burada ne işin var?" diye sordu.
Delikanlı boynunu bükerek yanıt verdi:
"Buraya sadece ilaç getirmek için geldim. Bu bayanın başı ağrıyormuş da…"
Pansiyoncu kadın yataktaki bayanı ve ayaktaki delikanlıyı yukarıdan aşağıya süzdükten sonra:
-"Peki,Yalnız sokağa çıkmadan önce eczanenizi kapasanız iyi olur!"
adam bara girer barmaid kiza:
”hey koca gotlu bana bir bira” diye seslenir.
kisa bir tartismadan sonra adam bardan atilir….
iki gun sonra ayni adam ayni bara gelir ayni barmaid kiza:
”hey kucuk memeli bana bir bira” diye seslenir.
gene tartisma ve bodyguardlar yine adami bardan atarlar
uc gun sonra adam yine gelir. zorla ve kibar olacagina soz vererek
bara girer.
butun gozler uzerindeyken ayni barmaid kiza yonelerek:
”bir bira rica ediyorum” der. ikinci,ucuncu,dorduncu…. adam gayet
kibar…
sonunda barmaid kiz cesaret alip adama yaklasir ve yavasca:
”gercekten goguslerimi kucuk mu buldunuz" diye sorar.
adam sakin: ”evet ama, sanirim basit bir cozumu var
”kiz heyecanla: ”nasil” diye sorar…
adam: "her gun bir parca tuvalet kagidi alip gunde bir veya iki kez
memelerinin arasina sureceksin” diye yanitlayinca kiz umutla:
"gercekten ise yarar ve goguslerim buyurmu ki ” diye sorar.
adam kendinden emin bir ifadeyle: ”kesinlikle, bak ayni yontem
gotunde nasil ise yaramis”
Kadın kocasına tokadı yapıştırır. Adam şaşkın sorar :
– "bu ne içindi?"
-"çünkü" der kadın " yatakta kötü bir eşsin".
Bir kaç dakika sonra adam kadına bir tokat atar. Bu sefer kadın sorar
-"peki bu ne içindi öğrenebilir miyim?" adam cevap verir :
-"farkı bildiğin için"
Temel evlenemis.Kizin babasinin evine ziyarete gitmisler.Gece Fadime sevismek istememis.
-Neden kaçaysun, diye sormus Temel.
-Ha pura pabamin evii, demis Fadime.
-Purasi pabanin evi de, pizim ev çerhane midur.
Yaşlı çiftçi çok kötü bir yıl geçirmiş..
Ektiği bütün mısırlar perişan olmuş, buğday deseniz öyle, elinde satabileceği tek geçinebilme ümidi armut var. Doldurmuş sepete tutmuş şehrin yolunu..Karşısına çıkan ilk evin kapısını çalmış, kapıyı tamamen içini gösteren tülden sabahlık giymiş bir sarışın açmış, seksi bir ses tonuyla "Evet tatlım.." demiş,"Senin için ne yapabilirim?.." Bir an şaşkınlığından kurtulup "Satılık çok güzel armutlarım var.." demiş yaşlı çiftçi.. Adamın heyecanlandığını hisseden afetoyununa devam edip sabahlığın üst kısmını açıp "Armutların bu kadar iri ve sert mi?.." diye sormuş..
"Ahh.. Evet.." demiş çiftçi inleyerek, "Gerçekten çok güzeller.." Sabahlığın kemerini tamamen açıp bütün vücudunu göstermiş fıstık, "Bu kadar iştah açıcı mı armutların?.." Başlamış yaşlı çiftçi ağlamaya.. "Neden o gözyaşları bir tanem?.." "Bayan.." demiş çiftçi hıçkırarak, "Süne zararlısı buğdayı perişan etti, kımıl iti mısırı berbat etti, orospunun teki armutları bedava alacak.. Ben ağlamayayım da kimler ağlasın?..
temel ve dursun, cinsel hayatlarının monotonluğundan nasıl kurtulacaklarını düşünürken dursun‘un aklına bir fikir gelir.
dursun: – temel, eş değiştirme diye bir şey duydum, acaba denesek mi?
temel çaresiz kabul etmiş, karılarını bir şekilde ikna etmişler. bir akşam buluşup evin farklı iki odasında başlamışlar önce kendi eşleriyle sevişmeye.
ardından eşleri değiştirmişler, işleri bitince de odada kalan temel demiş ki:
temel: – sence onlar da bitirmişler midir dursun
Bir gün çok zengin bir adam bir yarışma düzenlemiş ve bir havuza bütün tehlikeli deniz yaratıklarından koymuş. Bu yarışmaya da Türkiye’den Temel, bir fransız bir ingiliz gitmiş. Bu zengin adam demiş ki;
– bu havuzun bir tarafından diğer tarafına yüzene 1.000.000 $ vereceğim. Hiç kimse kabul etmemiş bu sefer adam yat vereceğim, kat vereceğim,ev vereceğim ,kadın vereceğim falan ama yinede hiç kimse kabul etmemiş bunun üzerine adam; ibne vereceğim demiş, o anda Temel atlamış havuza yüzmüş karşı taraftan çıkmış herkez şaşırmış ama Temel çıkar çıkmaz " nerde o i*ne " diye bağırmış. Bunun üzerine ev sahibi Beyefendi; ne kadar sabırsızsınız deyince Temel cevabı yapıştırmış.
-"Sizin vereceğiniz değil beni suya iten arıyorum..”