Hafıza ve davranış fonksiyonlarında azalma olarak bilinen alzheimer, öncelerde son bir kaç yılı hatırlamakta zorlanmalar şeklinde başlar, sonrasında ise günlük aktiviteleri dahi yapamayacak hale getirebilir. Peki kahve içerek bu hastalığa yakalanmamak mümkün mü?
İşin
sırrı yeşil
kahvede saklı. Yeşil
kahve ise Türk kahvesi olarak bilinen, kültürümüzde çok yaygın olan ve sevilen
kahvenin kavrulmamış halidir. Kahve kavruldukça içindeki kafein oranı artacağından
yeşil kahvenin kafein oranı daha azdır. Aynı zamanda kavrulmuş kahve
çekirdeklerine göre daha fazla antioksidan içerir. Yüksek antioksidan ise
yaşlanma karşıtı etkiler gösterir, mental olarak daha iyi hissettirir ve odak
problemini çözer. Böylece gelecekte olası
diyabet ve kanser gibi kronik metabolik hastalıklara, Alzheimer ve Parkinson gibi
önemli neurolojik hastalıklara
karşı koruyucudur ve yakalanma
riskini düşürür. Ayrıca
kavrulmadığı için içindeki klorojenik asiti kaybetmez. Bu asit ise metabolizmayı
hızlandırır, obezite ile ilgili hormonları düzenler ve zayıflamaya yardımcı
olur.
Birçok yararı olduğu gibi fazla kullanım
sonucu; uykusuzluk, sinirlilik, huzursuzluk, bulantı, kusma, kalp ritminde artış, baş
ağrısı ve kaygı
gibi zararları da bulunmakadır. Tadı konusunda ise bir hayli
beğeni toplayan yeşil kahveye sağlımız için şans vermekte fayda var.