Mersin'de kaybolan 3 yaşındaki Müslüme'nin cansız bedeni 10 gün sonra dağ başında
bulunmuştu. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan aile üyeleri ifadelerinin ardından
serbest bırakıldı, dede Hasan Yağal ise tutuklandı. Dedenin arama çalışmaları sürecinde "Ben
sürüye gitmiştim, çocuk arabaya bineceğim diye babasının arkasından kaçmış. Çocuk çok
hareketliydi, çok akıllıydı. Zayıf bir çocuktu ama hareketliydi" dediği ortaya çıktı.
Konargöçer yaşam sürdüren Sarıkeçili Yörükler, Konya Bozkır bölgesinden kışı geçirmek için
Mersin'in Gülnar ilçesi Yanışlı bölgesine geldi. Burada 10 Kasım'da çadır kuran 7 çocuklu
Mehmet ve Selvi Yağal ailesinin 3 yaşındaki kızı Müslüme aynı gün saat 17.00 sırlarında
bisikletiyle oynarken ortadan kayboldu.
BÜTÜN AİLE GÖZALTINDAYDI
Çalışmalara iz takip, kadavra ve kokuya duyarlı köpekler, insanlı keşif uçağı, termal droneler
de destek verdi ancak küçük kızın cansız bedeni 10 gün sonra 19 Kasım'da çadırın yaklaşık 7
kilometre arka tarafında 500 metre yükseklikte orman ve kayalık alanda bulundu. Yapılan
otopsi sonrası minik Müslüme'nin cenazesi Karaman'da toprağa verildi. Bu gelişmeler
üzerine ise o gün şehir dışında olan abla hariç tüm aile bireyleri geçtiğimiz Cuma günü
gözaltına alındı.
DEDESİ TUTUKLANDI
Gülnar İlçe Jandarma Komutanlığında ifadeleri alınan aile bireylerinden dede Hasan,
babaanne Müslüme, baba Mehmet, anne Selvi ve 4 çocuğu ilçe devlet hastanesinde sağlık
kontrolünden geçirilerek Hükümet konağında bulunan Gülnar Adliyesi'ne sevk edildi. Savcılık
tarafından ifadesi alınan 7 aile üyesi serbest bırakıldı, dede Hasan Yağal ise nöbetçi
mahkemeye sevk edildi. Mahkemede ifadesi alınan dede Yağal tutuklanarak cezaevine
gönderildi.
"BEN SÜRÜYE GİTMİŞTİM"
Arama çalışmalarını da yakından takip eden dede Hasan Yağal, Müslüme'nin kaybolmasının
ardından geçen 4 gece sonrasında yaptığı açıklamada, "O günden beri sağ olsun devletimiz
tüm gücüyle arıyor ama yok. Ben sürüye gitmiştim, çocuk arabayı çok severdi, arabaya
bineceğim diye babasının arkasından kaçmış, anası tutmuş, alıkoymuş ağlarmış. Ondan
sonra da yıkılası çadırı düzenleyeyim diye onunla uğraşırken, geç mi haberi oldu, erken mi
haberi oldu, bilmiyorum, bir bakmış çocuk yok. Çocuk çok hareketliydi, çok akıllıydı. Zayıf bir
çocuktu ama hareketliydi" demişti.