Auto-Created-3
03 Temmuz 2025 ( 3 izlenme )
Reklamlar

Bakan Yumaklı görevdeyken her gün 10 orman yangını çıktı


CHP Balıkesir Milletvekili Serkan Sarı, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın 25 aylık görev süresinde 7 bin 556 orman yangını çıktığını ve ortalama aylık yangın sayısının 302 olduğunu açıkladı. Sarı'nın verdiği istatistiklere göre Yumaklı'nın görev süresi boyunca Türkiye'de ortalama her gün 10 orman yangını çıkıyor.


Türkiye’nin dört bir yanında çıkan orman yangınları hem doğayı hem de yerleşim alanlarını tehdit ediyor. Ekipler, pek çok şehirde yangınları kontrol altına almak için havadan ve karadan yoğun bir mücadele yürütüyor. Ekiplerin canhıraş mücadelesi sürerken CHP Balıkesir Milletvekili Serkan Sarı TBMM’de düzenlediği basın toplantısında dikkat çeken bir açıklama yaptı.

AKP iktidarının orman yangınları ile politikasının “önleme değil, söndürme” üzerine kurulu olduğunu ifade eden Sarı, son beş gündür Türkiye'nin ormanlık alanlarının yandığını söyleyerek "Yüreğimiz yanıyor. Türkiye'nin dört bir yanında insanlar gözyaşı döküyor. Orman yangınları yine her zaman olduğu gibi alınmayan önlemler nedeniyle felakete dönüşmüş durumda" dedi.

006408a7-0411-485b-ba17-0f0c9d27.jpg

"AKP'NİN POLİTİKASI BAŞARISIZDIR"

Haziran ayı boyunca 459 farklı noktada yangın çıktığını belirten Sarı, "İzmir’de, Hatay’da, Balıkesir’de ve daha birçok ilimizde yangınlarla mücadele ediliyor. Binlerce insan tahliye edilmiş, yerleşim yerleri boşaltılmış, canlar tehlike altına girmiş durumda. Ne yazık ki ormanlarımız küle dönüyor. Yıllardır değişmeyen bir gerçek var: AKP iktidarının orman yangınlarıyla mücadele politikası başarısızdır. Bu iktidar, yangınları önlemeyi değil, sadece söndürmeyi hedefleyen bir yaklaşım benimsemiştir” diye konuştu.

"YAKLAŞIK 180 BİN HEKTAR ALAN YANDI"

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın 25 aydır görevde olduğunu bu süre içinde 7 bin 556 orman yangını çıktığını belirten Sarı, şunları kaydetti:

“Son 10 yılın zirvesi. Sayın Bakanı tebrik ediyoruz, Türkiye tarihinin en başarısız orman yangını yönetimine imza attı. Bakanlık, ‘tarihimizin en geniş filosuna sahibiz’ diyor. Peki bu kadar geniş filo neden yangınları önlemekte yetersiz kalıyor? Sayın Bakan, orman yangınlarının iklimden değil, insan faktöründen kaynaklandığını söylüyor. Bu gerçeği yıllardır tekrar ediyor, ancak hiçbir çözüm üretmiyor. Üstelik Dünya Bankası’ndan 400 milyon dolar kredi aldılar. Gerekçeleri mi? ‘İklime dirençli ormanlar oluşturmak.’ Fakat sonuç ortada: İklime dirençli ama insana karşı dayanıksız bir politika! Son 10 yıla baktığımızda: Yaklaşık 180 bin hektar orman alanı yandı, 11 binden fazla yangın çıktı. Bu rakamlar alınan önlemlerin yetersiz, planlamaların da yanlış olduğunu açıkça ortaya koyuyor. İbrahim Yumaklı’nın 25 aylık görev süresindeki ortalama aylık yangın sayısı 302. Ondan önceki bakanlarda bu rakam: Bekir Pakdemirli: 200, Veysel Eroğlu: 180, Vahit Kirişçi: 144. Görüldüğü gibi Sayın Yumaklı, rekor kırmış durumda. Bu başarısızlığın sorumlusu bellidir: AKP’nin liyakatsiz yangın politikaları. Her yıl yaz geliyor, her yıl felaket kapımıza dayanıyor. Ama hazırlık yok. Planlama yok. Erken müdahale stratejileri eksik. Sormak istiyoruz: Orman yolları açıldı mı? Müdahale alanları hazırlandı mı? Yangına dirençli tampon bölgeler oluşturuldu mu? Yerleşim yerleriyle orman sınırları planlandı mı? Hasat dönemine özel denetimler yapıldı mı?Köylü, çiftçi, üretici zamanında uyarıldı mı? Cevap: Hayır. Çünkü bu iktidar yangını söndürmekle övünüyor, ama önlem almakla ilgilenmiyor.”

"YANGININ DİLİNDEN ANLAYAN KALMADI"

CHP'li Sarı, mükellefiyet sisteminin kaldırılıp yerine gönüllülük sisteminin getirildiğini belirterek “Eskiden orman köylüleri ‘mükellef’ olarak yangına müdahale etmekle yükümlüydü. 2019 yılında yapılan düzenlemeyle bu sistem kaldırıldı, yerine ‘gönüllülük esasına dayalı sistem’ getirildi. Köyler boşaldı, genç nüfus göç etti. Bölgeyi bilen, yangının dilinden anlayan insan kalmadı. Yerlerine şehirlerden gelen, bölgeyi tanımayan gönüllüler konuldu. Yangının dili vardır. Bunu sadece o bölgeyi bilen, yangınla yıllarca mücadele etmiş kadrolar anlayabilir. Gönüllülerimizi elbette takdir ediyoruz, yürekten teşekkür ediyoruz. Ancak gönüllü sisteminin yerel tecrübeyle desteklenmesi gerekir” dedi.

"ÖNLEMLER ES GEÇİLİYOR"

Orman Genel Müdürlüğü (OGM) personelinin tasarruf tedbirleri nedeniyle 112 Komuta Merkezlerine çekildiğini, bunun da “büyük yanlış” olduğunu söyleyen Sarı, şöyle konuştu:

“Tasarruf adı altında yapılan bu uygulama yangınla mücadele kabiliyetini zayıflatmıştır. 112 Çağrı Merkezlerinde bölgeyi bilen uzmanların yerine, yangın deneyimi olmayan kişilerin ihbarları yönlendirdiği bir sistemle yangına ilk müdahale gecikmektedir. Bu gecikme ise yanan alanı katbekat artırmaktadır. Bu bir tasarruf değil, bir ihmaldir. 112 merkezine Orman personelinin tekrar görevlendirilmesini talep ediyoruz. Ormanları korumanın yolu, uzmanı sahadan çekmek değil, sahaya yaymaktır. Ayrıca, AKP’nin Orman Genel Müdürlüğü’nde uyguladığı rotasyon politikalarıyla tecrübeli personelin başka bölgelere gönderilmesi, bilgi birikiminin heba olmasına yol açmıştır. Yangınla mücadele eden uzmanlar yangınla ilgisi olmayan bölgelere gönderilmiş, koordinasyon zayıflatılmıştır. Evet, araç yatırımı yapılıyor. Uçaklar, helikopterler alınıyor. Ama bu araçları yönetecek liyakatli kadro planlanmadığı sürece etkin sonuç alınamıyor. Yangın çıktığında milyarlar harcanıyor ama yangın çıkmadan alınması gereken önlemler es geçiliyor”

"YASA BUGÜN YİNE MECLİS'E GELECEK"

Zeytin alanlarının kesilerek yok edilmesinin önünün açılmak istendiğini belirten Sarı, daha önce 10 defa geri çekilen teklifin 11. kez Meclis’e getirildiğine dikkat çekerek şunları söyledi:

“AKP iktidarı 2003 yılından beri bu zeytinliklere karşı vermiş olduğu mücadeleden asla geri adım atmadı. 11. kez zeytinlik alanlara madencilik faaliyetinin açılması yönündeki yasa teklifi yine bugün Meclis'e gelecek. Halk buna direndi, tepki gösterdi ve bu mücadeleler sonunda 10 defa geri çekildi. Yasalarla, mahkemelerle iptal edildi. Bugün yine halkımız burada. Bizler buradayız. Halktan yana siyaset yapan siyasetçiler olarak bu itirazları Meclis'te dile getirmek üzere bu mücadeleyi vermek üzere buradan çağrıda bulunuyorum. AKP iktidarına, zeytin alanlarımıza elinizi çekin, gözünüzü çekin. Teklif, zeytinlerin taşınması mümkün değilse kesilerek yok edilmesi. Yani insanlarımızın ekmeklerinin taş için, kömür için yok edilmesini istiyorum. Kimin için istiyorum? Bir avuç yandaş için. Balıkesir'de hemşehrilerim de Meclis'in kapısında şu anda. Çünkü zeytin anavatanı. Ülkenin bereketli topraklarının 12 milyonu aşkın zeytin ağacının memleketi Balıkesir'den geldiler. Balıkesir'deki zeytinimizi, doğamızı korumak için. 84 bin hektar alana sahip olan kentimizde zeytinyağı üretiminde Türkiye ikincisi, sofralık zeytin de Türkiye altıncısı durumunda. Balıkesir'de bu anlamda hem kültürel hem sosyal hem yaşamsal hem doğal bir miras olan zeytinlik alanlarımızı korumak için halkımız burada kapının önünde itirazlarını dile getiriyor. Balıkesir, Türkiye'nin en önemli zeytin üretim merkezlerinden biridir. Edremit Körfezi, Edremit, Gömeç, Ayvalık gibi coğrafi işaretli ürünlerin yetiştiği bir bölgedir. Zeytin üretimi Balıkesir'de yalnızca ekonomik değil, toplumsal, kültürel ve ekolojik bir değer taşımaktadır.

"TAMAMEN AKP ALDATMACASIDIR"

Zeytin ağacının taşınabilmesi tamamen AKP aldatmacasıdır. Böylesine değerli ağaçların yasada belirtildiği gibi taşınarak kurtarabileceği iddia ediliyor. Ama çınar ağaçlarının taşınması ne yazık ki mümkün değil. Bu taşınma ile başarılı olmuş bir uygulamada bugüne kadar görmüş değiliz ama kağıt üzerinde zeytinlik alanların transferinden bahsediliyor, taşın kesilmesinden bahsediliyor. Aslına bakarsanız zeytinlik alanların yok edilmesi için gerekli bir yasal düzenlemeler bahsediyoruz. Bu anlamda zeytinlik ağaçlarımız, zeytinlerimizin taşınması ve kesilmesinin karşısında tavrımız açık ve net bir şekilde Hayır. Bu teklif zeytincilik yasası ile çelişmektedir.”

Kaynak:ANKA

halktv.com.tr

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Arapça sorulan soruya tercüman istemişti: Ali Erbaş’ın Arapça’dan sonra Fransızca da bilmediği ortaya çıktı Alevi önderlerinden AB'ye ve AABF'ye tepki: Ayrı din tuzağına düşmeyiz Bakan Soylu'dan flaş terörle mücadele mesajı. Erdoğan “Uzay’a bir Türk göndereceğiz” demişti, ayrılan bütçe alay konusu oldu