Menajer Ayşe Barım, Gezi Parkı eylemlerinde sanatçıları eylemlere katılması için yönlendirdiği ve olayların planlayıcılarından olduğu iddiasıyla 30 yıla kadar hapis talebiyle bugün hakim karşısına çıktı.
Bazı ünlü isimler ise Ayşe Barım’ın davasına izleyici olarak katılmak üzere adliyeye geldi.
Duruşmaya aralarında Serenay Sarıkaya, Hande Erçel, Halit Ergenç, Bergüzar Korel, Ezgi Mola, Merve Dizdar, Birce Akalay, Birkan Sokullu, Metin Akdülger, Hakan Kurtaş, Miray Daner, Selma Ergeç ve Dolunay Soysert'in de bulunduğu ünlü isim de izleyici olarak katıldı.
İzleyiciler, duruşma salonuna Ayşe Barım getirildiği sırada 'Hoş geldin Ayşe' diyerek alkışladılar.
Duruşmada savunma yapan Ayşe Barım, hakkındaki iddiaların asılsız olduğunu belirterek şunları söyledi:
"Bir anda düğmeye basılmış gibi aşağılayıcı ve iftiralarla dolu bir karalama kampanyası başlatıldı hakkımda. Genç bir kadın oyuncu üzerinden gayri ahlaki şekilde para kazandığım iddiasıyla başladı her şey. Bu iftiradan sonra bir anda benim sektörde tekelci, bütün olumsuzlukların sorumlusu, bütün başarısızlıkların sorumlusu olduğum şeklinde yeni bir Ayşe Barım kimliği ortaya konuldu. Darbeci gibi inanılmaz iddialar ortaya döküldü. Gezi Parkı olayları 12 yıl önceydi, soruşturmalar yapıldı ve davalar açıldı. Bu süreçlerin hiçbir anında 'şüpheli', 'tanık' gibi ismim geçmedi ama bir anda 12 yıl sonra nasıl suçlanıyor ve yargılanıyorum anlamıyorum. O kadar ağır bir suçlama ki.
Ben Gezi Parkı'na bir kere gittim çünkü oyuncularım gitme kararı almıştı, tamamen bazı oyuncularım oraya gittiği için ben de gittim. O dönemde ID İletişim 43 oyuncu ile çalışıyordu, bunlardan sadece 12'si Gezi Parkı'na katılmış. Bunlar da kendi istekleri ve özgür iradeleriyle gitmiştir. Ben Gezi Parkı'na 1 kere gittim çünkü oyuncularım gitme kararı almıştı. O dönem Muhteşem Yüzyıl dizisi çekiliyordu, dizi oyuncularından bazıları Gezi Parkı'na gitme kararı almış ve paylaşım yapmış. Sette böyle bir karar alıyorlar spontane ve hep birlikte Gezi Parkı'nı ziyaret etmeye karar veriyorlar.
Onlar gidince ben de intikal ediyorum, tamamen bazı oyuncularım oraya gittiği için ben de gittim. Basın açıklaması da tamamen spontane oldu, bir megafon bulundu ve basın orada olduğu için spontane açıklama yapıldı. O dönem bizimle çalışmayan ve daha sonra bizimle çalışan oyuncular da vardı ve sanki herkesi ben organize etmişim gibi yazmışlar.
Suçlamaları asla kabul etmiyorum. Benden hizmet alıyorlar, ben onların patronu olamam ki. Sonuç olarak ben Gezi Parkı'na hiç kimseyi yönlendirmedim. Ben oyuncularım orada olduğu için ve basın da olduğu için gittim. Tıpkı 15 Temmuz Darbe Girişimi'nden sonra demokrasi mitingine gittiğim gibi veya tıpkı 6 Şubat depremlerinden sonra bağış kampanyasında oyuncularımın yanında olduğum gibi.
Ben hayatım boyunca hiçbir siyasi oluşumun parçası olmadım. Bu konularda da çok temkinliyizdir. Ben onurumun, itibarımın, ülke sevgimin ve saygımın bu şekilde ayaklar altına alınmasına isyan ediyorum. Kalbimde 6 adet ayrı hastalık teşhis edildi ve tüm bunlar olurken bir yaşam mücadelesi veriyorum."
Savunmasına devam ettiği sırada gözyaşlarına hakim olamayan sanık Barım "Ben hiçbir şekilde bir suç işlemedim. Benim yaşam hakkım elimden alındı. İtibarım, her şeyim elimden alındı. Sizin adaletinize güveniyorum" dedi.
Daha sonra üye hakim Barım'a soru yönelterek "Peki siz menajer olarak Gezi Parkı'na katılmayın deseydiniz sanatçılar buna uyar mıydı?" diye soru sordu.
Barım ise yanıt olarak "Ben her konuda fikrimi beyan ederim ama sanatçı hem mesleki hem özel hayatında kendi kararını alır" ifadelerini kullandı.
Mahkeme Barım'ın tutukluluğuna devam kararı verdi. Bir sonraki duruşma 1 Ekim'de görülecek. Heyet, sanık Barım'ın sağlık mazeretlerine ilişkin olarak cezaevinde kalmasında sakınca olup olmadığına yönelik Adli Tıp Kurumu'ndan rapor alınmasına da hükmetti.
Mahkeme heyeti, sanık Barım'ın savunmalarında adı geçen Halit Ergenç, Bergüzar Korel, Mehmet Günsür, Dolunay Soysert, Nejat işler, Nehir Erdoğan, Hümeyra Adak, Rıza Kocaoğlu, Selma Ergeç, Şükran Ovalı ve Zafer Algöz'ün ‘tanık' sıfatıyla dinlenmeleri için zorla getirilmelerine karar verdi.
Duruşmanın ardından açıklama yapan Ayşe Barım’ın avukatı Deniz Ketenci mahkeme tarafından talep edilen sağlık raporunun Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde hazırlandığını belirterek, “Kardiyoloji bölümünün yaptığı tetkikler sonucunda 6 farklı kalp rahatsızlığı tespit edildi. Nöroloji ise 2 adet stentin varlığını, bu stentlerden birinin büyüdüğünü ve hızlı müdahale edilmezse ölüm riski olduğunu rapor etti. Kalp pili takılması gerektiği yönünde görüş bildirildi. Tanıdığım hekimler, Ayşe’nin rahatsızlığının kalp nakline kadar gidebileceğini söyledi” ifadelerini kullandı.
Ketenci, Barım’ın cezaevine girmeden önce de kalp rahatsızlıklarının bulunduğunu hatırlatarak “Cezaevi koşulları bu rahatsızlıkların ilerlemesine neden oldu. Çam Sakura Hastanesi’nin raporu bu durumu net şekilde ortaya koyuyor” dedi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, Taksim'deki Gezi Parkı eylemlerine katıldığına ilişkin yazılı ve görsel medyada çıkan iddialar üzerine hakkında soruşturma başlatılan Ayşe Barım, "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüse yardım etme" iddiasıyla tutuklanmıştı.
Soruşturmada, Almanya'da yaşayan oyuncu Memet Ali Alabora'nın bir başka kişiyle yaptığı görüşmeye ilişkin tape içeriğinde "Gezi Parkı odaklı olaylarda sanatçılarla Gezi Parkı'nda bildiri yayımlanması konusunda fikir alışverişinin yapıldığı ve hayata geçirildiği" iddiasına yer verilmişti.
Barım'ın, Gezi Parkı davasının sanıklarından Osman Kavala, Çiğdem Utku Mater ve Memet Ali Alabora ile yoğun iletişiminin olduğu, menajerliğini yaptığı sanatçıları Gezi Parkı olaylarına katılmaları için yönlendirdiği, kendisinin de bu oyuncularla olaylara katıldığı öne sürülmüştü.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma sonucunda hazırlanan iddianamede, tutuklu Barım'ın "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüse yardım etme" iddiasıyla 22 yıl 6 aydan 30 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.
Nefes