Home
21 Haziran 2025 ( 1 izlenme )
Reklamlar

Aykut Erdoğdu cezaevini anlattı: "Tuvaleti taşan bir lağımın içinde kaldım"


Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan eski CHP Milletvekili Aykut Erdoğdu, gazeteci Uğur Dündar'a mektup yazdı. Erdoğdu, mektupta cezaevini anlattı.



İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik “yolsuzluk” soruşturması kapsamında tutuklanan eski CHP Milletvekili Aykut Erdoğdu, Silivri Cezaevi'nden mektup gönderdi.

Gazeteci Uğur Dündar'a mektup yazan Erdoğdu, cezaevinde yaşadıklarını anlattı.

Erdoğdu'nun mektubunda ilgili kısımlar şu şekilde:

"(...)“Hapishanede herkes masumdur” derler. Yine de söyleyeyim ben hayatım boyunca rüşvet almadım, rüşvet vermedim, aracılık etmedim. Rüşvet konusu olamayacak kadar yüksek kamu yararı olan ve normalde gurur duyulması ve takdir edilmesi gereken bir talebi iletmem sebep gösterilerek saçma sapan bir biçimde tutuklandım. Suçsuzluğum er ya da geç ortaya çıkacak. Olmayan bir olayın olmadığını anlatacağım. Delilleriyle anlatacağım.

Sevgili Uğur ağabeyim,
Şu an hücrenin avlusunda oturup bu mektubu yazıyorum. Avlu dediğim 4 metreye 6 metre, 24 metre kare ve 10 metre yüksekliğinde duvarlarla çevrili gökyüzünü dikenli teller ve demir kafesler arasından görebildiğim bir kuyu burası. Bu karanlık kuyu, bizim gökyüzünü görebildiğimiz tek yer olduğu için sabah olup bu kuyunun kapısının açılmasını iple çekiyoruz.

Her birimiz ayrı ayrı hücrelerde tutuluyoruz. Birbirimizi görmemiz ve konuşmamız yasak. Hücrelerimiz çok pis ve kasvetli. Her birimize kısıtlı malzeme verilerek hücre temizlettiler. Benim hücremde giderler tıkalı olduğu için iki defa tuvalet, 5 defa mutfak taştı. Her gün hücre temizledim ve bunu aşağılama olarak değil vatani görevimin bir parçası kabul ettim.

Kıymetli Ağabeyim,
TCK, CMK ve infaz yasalarına göre sadece müebbet hapis cezası alanlar bizler gibi hücrede tutulur. Onlar da en fazla üç yıl hücrede tutulurlar. Ekrem Başkan, ben ve arkadaşlarımız müebbet hapis hükümlüsü muamelesine tabiyiz. Burada 3.500 TL harcama limitimiz var. Benim limitimin yarısından çoğu sigaraya gittiği için en temel ihtiyaçlarımı dahi alamadım.

Mutfak sürekli taştığı için temizlik kovasında karavana tabaklarını yıkadım. Sigaraya para kalması için su alamadım. Musluk suyu içtim. Kendimizi kesmeyelim diye verilen bıçaklar kesilmiş, tırnak kadar bırakılmış. Çatal ve kaşıkla yemek yediğinizde dahi eğilip bükülüyor. Bütün malzemeler olabilecek en kötüsü ve onları dahi alamıyorsunuz. İki hafta boyunca tuvaleti taşan, mutfağı taşan bir lağımın içinde yaşamak ve burayı temizlemek zorunda kaldım. Bunları anlatıp anlatmamakta kararsızım. Çünkü bunları okuyan milletimiz bizleri aciz görüp korku, panik ve üzüntüye kapılabilir. Oysa her birimiz bütün bu baskılara ve zulme aslanlar gibi direniyoruz.(...)"

Mektubun tamamı için

Tele1

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Erdoğan olmayan üniversiteye rektör atadı! İsveç'in paçaları tutuştu! Savaş durumunda 'İsveç hayatta kalamaz' Atatürk Havalimanı, Atatürk Millet Bahçesi oluyor! Bakan Kurum tarih verdi Banyonuz hiç bu kadar temiz olmamıştı!