ABD Dış İlişkiler Konseyi (CFR)’nin Türkiye Şubesi olarak bilinen Global İlişkiler Forumu (GİF), haziran ayında çarpıcı bir rapor yayınladı. “TürkiyeAvrupa Birliği İlişkileri İçin Yol Haritası” başlıklı rapor Fulya Kocukoğlu’nun koordinatörlüğünde yayınlandı. Raporun yazarları arasında Prof. Dr. Aydın Düzgit, Prof. Dr. Atilla Eralp, Doç. Dr. Çiğdem Nas, Dr. Bahadır Kaleağası, emekli Büyükelçiler Selim Yenel, Haluk Ilıcak, Selim Kuneralp ve Özedem Sanberk’le Nilgün Arısan Eralp bulunuyor.
Giriş kısmındaki “Neden Yazdık?” bölümünde AB ile ilişkilerde “kaçan fırsatlar” olduğu belirtilirken rapor, bu “fırsatları” yeniden değerlendirmek için birtakım “öneriler” ortaya atıyor. Türkiye’nin AB ile ilişkilerini bir an önce düzeltmesi, Avrupa’nın geleceğinin sadece Avrupa ülkelerini değil aynı zamanda Türkiye’yi de ilgilendirdiği ifade ediliyor.
Raporda ABTürkiye ilişkilerinde tarafların yanlış politikalar izlediği dile getirilirken bu yanlış politikadan dönmek için “ciddi bir siyasi iradeye” ihtiyaç olduğu şöyle ifade ediliyor:
“TürkiyeAB ilişkilerinde herhangi bir olumlu gelişme meydana gelebilmesi için nesnel kriterlere dayalı yeni bir bakış açısı ve ciddi bir siyasi iradeye ihtiyaç vardır.”

Türkiye’nin önceliklerinin hâlâ Avrupa olduğunun iddia edildiği raporda AB ile ilişkilerde “yapıcı” adımlar atacak öncelikli hedeflerin belirlenmesi gerektiği vurgulanıyor:
“AB ile Türkiye arasında her iki tarafın da çıkarlarına hizmet edecek sürdürülebilir bir ilişkinin oluşturulmasına yönelik siyasi iradenin ortaya konulması ve ilişkileri rayına oturtmaya yönelik yapıcı adımların atılması öncelikli bir hedef olarak belirmektedir.”
Türkiye’de son dönemde adalet, demokrasi, insan hakları ve evrensel değerler ile hukukun üstünlüğü konusunda “gerileme” görüldüğü iddia edilen raporda, bu konularda “ilerleme” sağlamak için de AB ile birlikte çalışmak gerektiği kaydedildi.
Raporda 15 Temmuz darbe girişiminin ardından tüm hak ve özgürlükler konusunda kısıtlamalar olduğu konusunda da şu ifadelere yer verildi:
“2016 darbe teşebbüsünden sonra temel hak ve özgürlükleri kısıtlayıcı, hukukun üstünlüğünü zedeleyici nitelikte atılan adımlar Türkiye’ye yönelik ön yargıları güçlendirmiş ve Türkiye’ye husumet besleyen çevrelerin eline koz vermiştir.
Raporun en dikkat çekici bölümlerinden biri de Kıbrıs konusu. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) arasında süren sorunların yıllardır çözülmediği belirtilirken Kıbrıs sorunu çözülmediği takdirde TürkiyeAB ilişkilerinde ilerleme beklenemeyeceği belirtildi:
“Sağduyu ihmal edilerek Kıbrıs meselesinde çözüm olmadan TürkiyeAB ilişkilerinde ilerleme beklenemez denecekse gerçekten hiçbir çalışma yapmaya gerek yoktur. Aksine ilişkilerin düzeltilmesi ve ileri götürülmesi isteniyorsa uzun erimli bir bakış açısına, samimi ve adil bir yaklaşıma ve en önemlisi iyi niyete ihtiyaç vardır. Gümrük Birliği’nin (tanıma olmadan) GKRY’ye de uygulanmasının Türkiye tarafından değerlendirilmesi üzerinde durulabilir.”
Raporda Rum Yönetiminin taleplerine yönelik “öneriler” belirtilirken KKTC konusunda ise herhangi bir öneri ortaya atılmaması dikkat çekti.
Türkiye’nin dış politikada müttefikleriyle sorunlar yaşadığı ifade edilirken bu alanda öngörülebilir bir tutum alınması gerektiği ortaya atıldı:
“Son dönemlerde temel evrensel değerlerden uzaklaşarak, iç siyasette gittikçe otoriter yapıya yönelmiş olan Türkiye, dış politikada da ideolojik, duygusal ve kişisel tercihlere dayalı hatalı uygulamalar içine girmiş, neredeyse tüm komşularıyla ve müttefikleriyle sorunlar yaşamaya başlamıştır.
“Dış politikada Türkiye’nin AB’nin dış, güvenlik ve savunma politikalarına tekrar uyum sağlaması için daha fazla iş birliği üzerinde durulmalıdır. Türkiye, dış politika alanında öngörülebilir bir tutum almalı.”
Raporda dikkat çeken bir başka vurgu da Türkiye’nin AB ile ilişkilerindeki soğukluğun Asya ülkelerinin işine yarayacağı iması… Türkiye’nin AB ile “çoğalan güç merkezlerine karşı” birlikte baş etmesi gerektiği şu ifadelerle savunuluyor:
“Tarafların arasındaki mevcut soğukluğun devamının kimin yararına olduğu iyi düşünülmelidir.”
“AB ile Türkiye’nin birlikte hareket etmeleri gittikçe çoğalan güç merkezleriyle baş edilmesine katkıda bulunacaktır.”
“Birlikte çalışılmaması ve ortaklaşa hareket edilmemesi halinde uzun vadede iki taraf da kaybedecektir.”
ABD’nin gölge hükümeti olarak adlandırılan Dış İlişkiler Konseyi (CFR)’ne üye olan GİF, CFR yöneticileriyle her yıl düzenli olarak toplantılar yaparak raporlar yayınlıyor. ABD başkanları, bakanlar ve CIA yöneticileri yetiştirdiği bilenen CFR’nin üyeleri arasında ABD Başkanı Joe Biden, iş adamları Henry Ford, David Rockefeller, Gianni Agnelli, Eski Gürcistan Devlet Başkanı Eduard Şevardnadze, Sovyetler Birliği’nin son Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov, ABD’nin eski BM Büyükelçisi Madeleine Albrightde yer alıyor.
Aydınlık
FETÖ kasetiyle dönüştürülen CHP, hastaneden terörist kaçıran, polis taşlayan HDP'liye özgürlük istedi11 izlenme
DİAYDER iddianamesinden Kılıçdaroğlu çıktı10 izlenme
Donanmanın gizli bilgilerini ABD'ye gönderdi! FETÖ'nün çekirdek kadrosunda!7 izlenme
Madagaskar'da vatandaş:"Biz 1919 yıllarında ninemin küpelerini istiklal harbinde Türkiye'ye göndermiştik, bugün temiz suya kavuşalım diye Türk devleti bize mühendislerini göndermiş"17 izlenme
Kozinoğlu uyarmıştı! Kılıçdaroğlu, Alman istihbaratı ile ne görüştü?7 izlenme
Soros'tan tüm emperyalistlere Rusya'ya karşı 'birleşin' çağrısı12 izlenme
Yap işlet devret modeli nedir?12 izlenme
Ethem Sancak Tank Palet hakkındaki iddialara ne yanıt verdi12 izlenme
Taliban lideri kim? Örgütün liderlik yapılanması nasıl? İşte Afganistan yönetimini ele alan Taliban'ın en önemli isimleri
Gladyo’nun ‘siyasi cinayetleri’ 4: Gladyo’nun maşaları: FETÖ ve PKK
Osman Kavala kimdir? Neden Kızıl Soros deniliyor?
İBB'de Diayder skandalı: Aldıkları maaşları PKK'lı ailelere vermişler