Habertürk yazarı Nihal Bengisu Karaca İstanbul seçiminin sonucunu değerlendirerek, Ekrem İmamoğlu ile ilgili sürdürülen 'pontus' 'Sisi' gibi çirkin kampanyaları eleştirdi.
Karaca, "İmamoğlu’nun darbeci Abdülfettah Sisi ile özdeşleştirilmesi hakaret değil miydi?" diye sordu.
Cumhur İttifakı seçimleri tekrarlatma çabasına girdiği andan itibaren, yeniden kaybetmenin zeminini hazırlamıştı. Ciddi bir hataydı.
YSK Başkanı Sadi Güven’in muhalefet şerhinin tek bir anlamı vardı. O da 31 Mart seçim sonuçlarını tanımamak için hiçbir makul gerekçe olmadığı.
“Çünkü çaldılar” ise, tutmayan sadece sahibini kötü gösteren bir itham olarak hatırlanacak.
Farkın bu denli açık olmasını ise son 10 gündeki trafiğe bağlıyorum.
Çok garip günler yaşadık.
Hayatımda ilk kez ‘Bütün millet delirmeden şu seçim bitse…” cümlesini sesli olarak telaffuz ettim.
Son biriki hafta bir çocuk kokpite girmiş ve önündeki bütün düğmelere basıyormuş gibi geçti. Her düğme başka renkteydi. Renkleri takip etmekte zorlandık.
İstanbul’u 2. kez kaybetme korkusu öylesine hızlı ve tutarsız işler yaptırdı ki, azıcık dün bilgisi olan herkesin başı döndü.
BÜTÜN TUŞLARA BASMAK VE BÜTÜN İNANDIRICILIĞINI TEHLİKEYE ATMAK
Rumlar, Pontus, Topal Osman zaten ‘enter’ tuşu yerine kullanılıyordu. Onlara Ordu Valisi, İsmail Küçükkaya, Otel the Marmara, hakaret davası sopası, Kürtler, Öcalan, mektup, Necirvan Barzani, Sisi, Mursi tuşları da eklenmişti; hepsi ve her şey yardıma çağrıldı. Yapılan temel bir hatayı arttıran çoğaltan ve son ana kadar karar verememiş olanların seçimlerini belirginleştiren tutum buydu.
Önce İstanbul seçimleri için ‘yeniden’ yarışmaları uygun görülmüş iki adayın katılacağı ortak yayın Türkiye’deki bütün demokrasi sorunlarını çözecekmiş gibi ülkenin tek gündemi oldu. Yayın Cumhur İttifakı'nın adayı olan Binali Yıldırım açısından pek parlak geçmeyince bu kez, moderatör İsmail Küçükkaya, İmamoğlu ile gizli gizli otel odalarında buluşmuş da ‘soruları vermiş’ gibi yapıldı.
Matematik yahut fizik problemi sorulmadığını, İstanbul’a aday olmayı kafasına koymuş herkesin gündemine doğal olarak dahil olan konulardan soru geldiğini bir gece önce görmüş, yaşamış ve hatta ‘hep bildikleri yerden soruluyor’ diye sıkılmış olmasak yutacaktık propagandayı. Ama yutmaya, ikna edilmeye ihtiyacı olanlar bile yutamadı.
Daha üzücü olan ise, bunlar işe yaramayınca ve üzerine bir de bir şirketin İmamoğlu’nu hayli önde gösteren anketi gelince devreye Cumhurbaşkanı’nın girmesi ve Ordu Valisi'ne hakaret etmenin Cumhurbaşkanı'na hakaret etmekle eşdeğer olduğunu ifade eden sözler söylemesiydi.
Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Modeli'nin devletin nerede bittiği Cumhurbaşkanı’nın şahsının nerede başladığı konusu gayet muallaktı ve pek çok soruna yol açabileceği belliydi.
(Bülent Arınç ‘bu model olmadı’ derken haklı) Ama valiye edildiği ‘ileri sürülen’ bir hakaretinCumhurbaşkanına hatta devlete edilmiş sayılacağı fikri yeniydi ve bu fikir üzerinden İmamoğlu’nun hakaret davası ile tehdit edildiği düşüncesini uyandıracak ifadelerin dile getirilmesi son derece yanlış, adalet duygusunu rencide eden bir yaklaşımdı.
Ayrıca ortada bir hakaret varsa, günlerdir İmamoğlu’na Rum, Pontuscu diyenlerin ağzında salınmakta değil miydi?
“Pazar günü Sisi mi diyeceğiz, Binali Yıldırım mı diyeceğiz? Mesele bu kadar önemli” cümlesinden de anlaşılacağı şekilde, İmamoğlu’nun darbeci Abdülfettah Sisi ile özdeşleştirilmesi hakaret değil miydi?
Millet ittifakının adayı İmamoğlu, ittifak tabanında biriken öfkeyi her fırsatta sakinleştirirken ve 31 Mart öncesinden beri hiç değiştirmediği ‘İstanbul’u devletimizin başındaki irade ile beraber yöneteceğiz, Cumhurbaşkanım gelin İstanbul'u birlikte yönetelim’ derken, diğer tarafın ‘gözünün yaşına bakmayacağız’ tutumu Cumhur İttifakı'nı kavgacı, kinci, bir kaşık suda fırtına yaratma heveslisi bir ‘taraf’ olarak resmetti.
Oysa 31 Mart sonuçları ‘Devletin bekası’ mazeretiyle üretilen rakibi kriminalize etme dilinin İstanbul dahil pek çok büyükşehirde ‘tutmadığını’ yeterince ortaya koymuştu.
Emeklilerin banka promosyonu artacak mı? Emeklilerden bankalara flaş talep9 izlenme
CHP’li başkana “Altun” incelemesi!13 izlenme
İğrenç olay! Ukrayna’daki savaştan kaçtı, Almanya’da toplu tecavüze uğradı!9 izlenme
İletişim Başkanı Fahrettin Altun'dan kendisini hedef alan Kılıçdaroğlu'na sert tepki! 'İlkokul çağı sokak mizahı ile yakıştırma yapıyor'13 izlenme
Dilan Polat ve Engin Polat şirketlerine operasyonda yeni gelişme11 izlenme
Yargılamanın önü mü açılıyor? Kobani iddianamesinde 'Erdoğan gizli sanık' iddiası11 izlenme
İngiltere Başbakanı Boris Johnson'dan tepki çeken Koronavirüs planı!.7 izlenme
Kavga büyüyor: MHPliler Akşener’in evine dayandı, “Gelin lan gelin!”6 izlenme
Mindfulness (farkındalık) egzersizleri beynimizin çalışma şeklini nasıl değiştirir?
Bahçeli paylaşımları olay olmuştu: Ünlü astrolog Hilal Saraç tutuklandı
Ticaret Bakanı Mehmet Muş: Yiyecek-içecek işletmeleri için geri ödemesiz destek başvuru sürelerini uzattık
KYK yurdunun odasını görenler gözlerine inanamadı: Ciddi misiniz?