SILA KEMAHLI / ANKARA
MHP İstanbul Milletvekili Arzu Erdem'e LGBT dayatmasına karşı düzenlenen Büyük Aile Buluşması'nda bileşenlerin Meclise sunmayı planladığı yasa teklifini sorduk. Erdem, “Aile kurumunu yıpratmayı hedefleyen her türlü hareketin önüne geçilmeli, mücadele edilmeli ve gerekenler yapılmalı. Aile hedef alınıyor. Aileye verilen zarar; Türkiye Cumhuriyeti Devletine verilen zarardır.” değerlendirmesinde bulundu.
TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Üyesi de olan Erdem sorularımızı yanıtladı:
Son zamanlarda dijital yayın platformlarının Türkiye pazarına girişiyle, LGBT dayatması da bu platformlar üzerinden çocuklarımıza ve gençlerimize kolaylıkla yapılıyor. Ülkemiz aleyhinde yayınlar yapan, milli, manevi ve ahlaki değerlerimizi ayaklar altına alan bu platformlar, LGBT’yi normalleştiriyor. Eskiden üstü kapalı yöntemlerle yapılmaya çalışılan manipülasyon şimdilerde açık seçik ortaya konuluyor.
Özellikle çocukların ve Türk gençliğinin geleceğinin sağlıklı bir şekilde inşa edilmesi açısından bu tür içerikler bulunduran yayınlarla mücadele, oldukça önemli. Bu hususta ebeveynlere, eğitimcilere ve bizlere çok fazla görev düşüyor. Milli manevi ve ahlaki değerleri korumanın temeli ailede başlıyor. Bu sebeple ebeveynleri milli manevi ve ahlaki değerlerini zarara uğratacak içerikler barındıran yayınlardan çocuklarını uzak tutmaları ve gerekli önlemleri almaları gerekiyor. Etkin olacak çözümlerden bir tanesi Netflix kanalına özellikle evde yaşı küçük veya bireysel gelişimini tamamlamamış çocukları bulunması durumunda abone olunmaması.
Toplumun hatta insan neslinin sağlıklı bir şekilde devam etmesini engelleyen, toplumun temel yapı taşı olan aile kurumunu yıpratmayı, yozlaştırmayı ve toplumun yapısını bozmayı hedefleyen, fiziki ve ruhsal açıdan sağlıklı bireylerin ve nesillerin yetişmesini engelleyen her türlü hareketin önüne geçilmeli, her türlü oluşumla mücadele edilmeli ve gerekenler yapılmalı. Bir toplumun temel taşı ailedir burada aile hedef alınıyor. Ailenin yıpratılması için sistemli bir çalışma var. Bütüncül olarak aileye verilen zarar; topluma verilen ve millete verilen dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti Devletine verilen zarardır.
Çocuklar, izledikleri bu çizgi film karakterlerini, kendi iç dünyasında benimsiyor ve kişiselleştiriyor. Karakterlerin kendileriyle iletişim halinde olduklarını iddia eden çocuklar, o karakterlerin kendilerini desteklediğini, sevdiğini ve koruyup kolladığını ifade ediyor. Ailesine hatta kendine zarar vermeye yönlendiriyor. Aidiyet duygusundan uzaklaşan çocuk, dış dünyayla bağlantısını kesip bu tür film karakterleri ile kendine bir dünya kuruyor, böylelikle hem inancına hem cinsel kimliğine hem de fiziksel yapısına zarar vererek yaşamını sürdürüyor.
Çocuklarımızın ve gençlerimizin oluşabilecek fiziksel ve ruhsal zararlardan korunması, dolayısıyla bugünümüzün ve geleceğimizin güvence altına alınması adına bu hususta çalışmalar yapılarak acil tedbirler alınmalı. Bu gerekçeler doğrultusunda gençlerimizi intihara sürükleyen, psikolojik zarar veren ve şiddete yönlendiren anime ve benzeri çizgi filmlerin ve oyunların etkilerinin araştırılması, kontrollü hale getirilmesi ve gereken önlemlerin alınması hususunda gerekli çalışmaların yapılması için Milliyetçi Hareket Partisi olarak TBMM’ye hem soru önergelerimizi hem de araştırma önergemizi verdik. Geleceğimiz olan evlatlarımız için ne gerekiyorsa yaptık, yapmaya devam edeceğiz.
Bu platformlar milli kültürümüze, değerlerimize, toplumsal hassasiyetlerimize, aynı zamanda insanın doğasına aykırı, hatta düşman. Türklüğe Müslümanlığa düşman içerikler her bir yayınında mutlaka bulunuyor. Gençliğin baş belası olan uyuşturucu ve çeşitli madde kullanımları sıradanlaştırılıp, doğrudan ve dolaylı olarak özendiriliyor. Cinsellik, aşırılıklarla, ortaokul sıralarına kadar indirgenerek, sınırsız bir şekilde dayatılıyor. Pedofili normalleştiriliyor. Küfür, şiddet, cinayet, tecavüz, cinsiyetsizlik, aşağılama, bencillik, mafya seviciliği, silah kullanımı, terör seviciliği vb. her türlü yozlaşma ve çürüme bu platformlarda hiçbir kısıtlama olmaksızın rahatlıkla çocuklarla ve gençlerle buluşturuluyor. Türk gençliğinin geleceğinin sağlıklı bir şekilde inşa edilmesi açısından bu tür içerikler bulunduran yayınlarla mücadele, oldukça önemli.
Programlarda yer alan olumsuz davranışların gelecek nesiller açısından normal kabul edilerek, benimsenmesini engellemek amacıyla hukuki boyutuyla caydırıcı cezaların getirilmesi ve programların kaldırılması hususunda önergelerimizi verdik. Çocuklarımızın ve gençlerimizin izleyebileceği saatlerde yayınlanan programlar, psikolojik travmalara sebep olmaması için ilgili bakanlıklar tarafından denetlenmeli, programlarda yer alan olumsuz davranışların gelecek nesiller açısından normal kabul edilerek, benimsenmesi engellenmeli, söz konusu programların çocuklarımızın ve gençlerimizin psikolojisine nasıl yansıdığı hususunda araştırmalar yapılarak, acilen önleyici tedbirler alınmalı. Özellikle televizyon programlarına ilişkin denetlemenin düzenli olarak yapılabilmesi için sadece gelen şikayetler değerlendirilerek incelenmemesi için RTÜK kanununda gerekli düzenlemeler yapılmalı.
Türk aile yapısına, gelenek, görenek, örf ve adetlerimize uygun, çocuklarımıza ve gençlerimize milli, manevi ve ahlaki değerlerimizi açık ve net bir şekilde ifade edecek, örneklendirecek, ilgi çekici yayınlar yapılması gerekiyor. Ülkemizdeki televizyon yayınları toplumun değerlerini, millî kültürünü koruma yaşatma, yeni nesillere doğru şekilde aktarma eğiliminde olmalı. Yerli filmler hazırlanırken kültürel değerlerimizi öne çıkaran senaryolar teşvik edilmeli. Kaliteli ve eğitici filmler hazırlanmalı ve yayınlanmalıdır.