Seçildikten 7 ay sonra yerine kayyum atanan ve tutuklanan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, 205 gün sonra Silivri'de hakim karşısına çıktı.
Avukatlarının tüm itirazlarına rağmen tutukluluğu devam eden Özer hakkında 113 gün sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca iddianame hazırlanmış, "silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istenmişti.
Duruşmayı CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in de aralarında bulunduğu çok sayıda CHP'li takip etti.
Özer savunmasını yaptı. Özer savunmasını 3 başlık altında yapacağını belirtti. Özer'in savunmasından öne çıkanlar şu şekilde:
"İstanbul’da yaşanan bu olaylarla ilgili ilk duruşma bugün yapılıyor. tarihi bir sözlü savunma yapacağım ama yazılı savunmamı daha sonra ibraz edeceğim. Size bu çerçevede savunmamı üç başlık altında yapmak istiyorum.
Ben yayınlarda fikirleri sorulan biriyim. Siyaset hayatımda bugüne kadar böyle bir iddia ile karşı karşıya bulunmuş değilim. Bir suç işlemiş bir mahkeme yüzü görmüş değilim. İlk defa bir mahkemeye çıkıyorum dolayısıyla ben aynı zamanda hem kamuda hem üniversitede çok üst görevlerde bulundum.
Böyle bir insan terör örgütü üyesi olur mu? Yıllarını bilime vermiş insan olarak beni derinden yaraladı. Bu olanların nedeni belediyeye kayyım atanmak istemesi. Yaşamım boyunca insan haklarından, demokrasiden ayrılmadım. İrademi hiçbir örgüte teslim etmedim etmem de.
Bugün barış sürecinde yürütülenler benim bundan yıllarca evvel savunduğum fikirler ve demokrasi barış içinde yaşamak için ileri sürdüğüm görüşte olmaktan ve görmekten de memnuniyet duydu bu belirtmek istiyorum.
"BARIŞ İÇİN DAVET EDECEKLERDİ"
Ben de Esenyurt Belediye Başkanı olduğum için buradayım. Eğer Esenyurt Belediye Başkanı olmasaydım bugün karşımızda olmayacaktım. Yani üniversitede rektör olacaktım ya da öğretim üyesi olacaktım ve büyük ihtimalle on yıl önce iktidarın yaptığı gibi bugün de barış sürecine katkı vermek üzere beni davet etmiş olacaklardı. Ama gelin görün ki tarihin akışı beni Esenyurt Belediye Başkanı yapınca bütün şimşekleri üzerine çektim. Bugün maalesef terör örgütü üyeliği itham ile karşınızdayım bu itham şiddetle reddediyorum. Bunu bana yapıştırmaya çalışanlara iade ediyorum ayrıca benim bir sürü hakkım da bu nedenle ihlal edildi. Bununla ilgili olarak da bu kanun vicdanında mahkum olduğu inanıyorum ki bugün aynı zamanda bu da gerçekleşecektir.
"BELEDİYE BAŞKANI OLDUKTAN SONRA MI TERÖR ÖRGÜTÜ ÜYESİ OLMUŞUM?"
Ben hayatım boyunca suç işlemedim, mahkemeye düşmedim, yıllarca öğrenci yetiştirdim. Ülkemi yurtiçi ve yurt dışında temsil ettim. Böyle bir kişiden terörist olur mu? Belediye başkanı olduktan sonra mı terör örgütü üyesi olmuşum? Ben Esenyurt Belediye Başkanı olduğum için Esenyurt Belediyesine kayyum atanabilsin diye, İmamoğlu’nun çalışma arkadaşı olduğum içini kimliğinden utanmayan bir Kürt vatandaş olduğum için buradayım.
Tek kişilik iddianame 3 ayda yazıldı. Gizli tanık uydurdular.
Şimdi iddialara ilişkin konuşacağım. İmralı görüşmelerinde benim adım geçiyor. Ben bunu reddediyorum. Varsayalım ki benim adım geçmiş. Rahmetli Sırrı Süreyya Önder benim yakın dostum. O görüşmede benim de katkı vermem isteniyor. Numan Kurtulmuş’un da adı geçiyor. 3. şahısların yaptığı görüşmedeki sohbet beni nasıl bağlar?
Bugün Öcalan’ın mektubu 5 yıldızlı otellerde okutulmuyor mu? Sayın Bahçeli, Öcalan’ın görüşlerinin çok kıymetli olduğunu söylemiyor mu? Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.
Ben Vanlıyım bizde taziye önemlidir. Mehmet Kaya isminde bir vatandaş hakkında bir adli işlem yok annesi ölmüş başsağlığı dilemişim. Mehmet Kaya’yı arıyorum “Başınız sağ olsun Allah rahmet etsin anneniz sizin gibi değerli evlatlar yetiştirdi demişim” şimdi bakın meğerse bu Mehmet Kaya’nın iki kardeşi örgütten içeride ben ‘sizin gibi değerli evlatlar yetiştirdi’ derken o sizinle onların da atfetmişim. Bununla beni örgüt üyeliğiyle suçluyorlar."
Özer, savunmasını şöyle sürdürdü:
"Yedi aydır tutukluyum. Yedi aydır özgürlüğümden mahrum bırakılmış durumda dört duvar arasında tutuluyorum. Bu süre içerisinde sabırla adaletin yerine gelmesini bekliyorum. Bugünün o gün olmasını diliyorum. Sadi’nin dediği gibi 'dünyanın bütün nehirleri adalete susamış bir insanın susuzluğunu gidermeye yetmez'. Bizler adalete susadığımız günlerden geçiyoruz, adaletin bir an önce tecelli etmesini bekliyoruz. Milyonlar hakkın, hukukun bir an önce tecellisini bekliyor. Zira geç gelen adalet, adalet değildir, adaletsizliktir. O yüzden bu davayı takip eden milyonlar, hakkın, hukukun bir an önce tecellisini bekliyor."
Özer, Esenyurt'ta iki kişiden birinin oyunu aldığını anımsatarak, "AKP’den 25 bin oy aldım. O zaman bu işin içinde AKP de var. Bir barış süreci yürütülüyor. Bir barış süreci bu iddialarla nasıl yürütülecek? Toplumu nasıl ikna edeceksiniz? Bütün operasyonların altında yatan kaybetme endişesidir" diye konuştu.
Türkiye'de bir tarafta barış süreci yürütülürken, öte yandan barışa her dönem katkı sunan bir bilim insanı, bir siyasetçi olarak tutuklu bulunduğunu belirten Özer, şunları kaydetti:
"Bu durum yürütülen sürecin ruhuna aykırı değil mi? Bu hangi vicdana sığar? Üçüncüsü bu davadan tahliye olsam bile bu benim açımdan gerçek bir tahliye olmayacak. Çünkü maalesef hiçbir dahlimin olmadığı ve hiçbir isnat dahi olmayan başka bir dosyadan yedekleme amacıyla tutuklu olduğum için tutukluluğum devam edecek. Dolayısıyla hakkın hukukun yerini bulması, mevcut sürece katkısı bakımından önemli bir karar olacak ama benim açımdan dışarı çıkmam açısından sonuç doğurmayacak.
Ayrıca bu davadan beraat edeceğime inancım tamdır. Yarın beraat ettiğimde bunca zaman özgürlüğümden mahkum bırakılmamın hesabını kim verecek? Son olarak, ben 1,5 milyonluk bir şehrin belediye başkanıyım. Bilinen bir bilim insanıyım. Delillerin hepsi toplanmış mahkeme devam etmektedir. Kaçacak ve delilleri kararttıracak durumum da söz konusu değildir. Bütün bunlardan dolayı sayın mahkemenizden beraatimi ve tahliyemi talep ediyorum."
Ahmet Özer’in yaklaşık bir buçuk saat süren savunmasının ardından avukatları söz aldı.
GİZLİ TANIK İFADELERİ DİNLENDİ
Savunmaların ardından gizli tanık ifadelerine geçildi. ‘Hermes’ kod adlı gizli tanık dinlendi. ‘Hermes’ kod adlı gizli tanık ifadesinde şunları söyledi:
“2013 Ocak ayınsa İBB’de Ekrem İmamoğlu’nun basın seçim koordinesinde çalışıyordu Örgüt üyesi arkadaşlarım var onlar söyledi.
İstanbul da örgütün ihtiyaçlarını karşılıyormuş Ahmet Özer. Diyarbakır’da 2024 yerel seçim öncesinde üst düzey örgüt yöneticileriyle görüştüğünü biliyorum. Bizim kadrolar üçe ayrılır. Yerel siyasi müfettiş kadro diye ayırıyoruz Ahmet Özer müfettiş kadrosuyla görüştü.
Gizli tanık Hermes ile bağlantı kuruldu. Tanık beyanında: 1998 yıllarında İstanbul’da kalıyordum, Esenler’de faaliyet gösteriyordum. Kendisini Cemal Kavak’ın evinde 1999 yılında tanıdım. Ben hem çalışıyordum hem de örgüt içindeydim. Cemal Kavak KCK şehir yapılanmasından sorumluydu. Ben orada Ahmet Özer’i tanıdım. Yurt dışına gidecek biri için Cemal Kavak’tan yardım istedi. Benim yanımda massengerden görüşmeler yapıldı. Ahmet Özer yurt dışındaki kişilerden akrabası için yardım istedi. Para getirerek Cemal’e teslim etti. Bu olay 1999 yılında gerçekleşti. Ben daha sonra Ahmet Özer’in akrabasının yurt dışına çıkarıldığını duydum. Verilen paranın bir kısmını örgüt evleri için kullandık, bir kısmını da örgütsel işlerde kullandık. 2024 yılı seçiminden önce Ahmet Özer’in Diyarbakır’da örgütün üst düzeyleri ile görüştüğünü biliyorum. Kent Uzlaşısı ile aday gösterilmesi için irade beyanında bulundu. Ahmet Özer 2023 yılında Ekrem İmamoğlu’nun Doğu Güneydoğu danışmanıydı, örgütün ihtiyaçları oldukça bunları karşılıyordu.
1. Tanık beyanında: 1998 yılında Mersin'de faaliyet gösteriyordum. Ahmet Özer'i oradan tanıyorum. Ben de DEHAP içerisinde faaliyet yürütüyordum. kendisini akademisyen olarak tanırım. ben ilçe başkanlığı yaptım. 1998-2000 yılında başkanlık yaptım. Terör örgütünde nasıl bir örgütlenme yapılması gerektiği ile ilgili DEHAP çatısı altında toplantılara iştirak ediyordu. parti binasında ve mahallelerde evlerde yapıyordu. Ahmet Özer 2004 yılında Toroslar ilçesinden SHP belediye başkan adayı oldu. örgütün üst düzey yöneticileri cemal kavak ve bazı yöneticiler ile toplantılar yaptığı konuşuluyordu. bunları partide herkes konuşuyordu. ben etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandım. ben 2020 yılında etkin pişmanlık beyanında bulundum. o dönemde ben Ahmet Özer in adını zikretmedim. ancak o tarihten sonra hatırladığım şeyler oluyor. bu nedenle hatırladıkça ifade vermeye devam ediyorum. Ahmet Özer’i Esenyurt Belediye Başkanı olduğunda hatırladım. Toroslar Belediye Başkanı olarak Ahmet Özer’i Öcalan’ın belirlediğini biliyorum.
“BARIŞIN TEMİNATI BENİM”
Özer tanık beyanlarına cevap verdi:
“Tanık her şeyin kendi yanında konuşulduğunu söylüyor, ama yurt dışına çıkarılan kişinin adını söylemiyor, hangi ülkeye gönderildiğini söylemiyor, kaldı ki benim yakın akrabalarım arasında örgütten ceza almış kimse de yoktur. Yine madem örgüt üyesiyim cemal kavak dışında kimse yok mu benim irtibat kurduğum, cemal kavak öldüğü için nasıl olsa gelip inkar edemez diye bu kişiyi bulmuşlar. Ben bu beyanları asla kabul etmiyorum, şiddetle reddediyorum. Böyle mi barış yapılacak. Barışın teminatı benim. Benim sözüm geçer. Benim PKK ile bir bağım yok”
Savcı, Özer’in tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti.
TUTUKLULUĞA DEVAM KARARI
Mahkeme Ahmet Özer'in tutukluluğunun devam etmesine hükmetti. Duruşma 14 Temmuz saat 10.00’a ertelendi.
Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan CHP'nin cumhurbaşkanı adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da Özer'in bugün görülecek duruşmasıyla ilgili paylaşım yaptı.
Yaşananları bir 'hukuk katliamı' olarak nitelendiren İmamoğlu, iddianamede yer alan ifadeleri de hatırlatarak "Türkiye terörün bitmesi ve demokratikleşme yolunda kritik bir süreçten geçerken, 'Batı’daki Kürtlerin yerel yönetimlerde temsil edilmesini'(!) suç sayan kaybetmeye muhtaç zihniyet, Ahmet Özer başkanımızı tam da bu sebeple özgürlüğünden mahrum bırakıyor" dedi.
Özer'in tahliye edilmesi gerektiğini vurgulayan İmamoğlu, "Prof. Dr. Ahmet Özer yıllarını bu ülkede barışın ve kardeşliğin büyümesine adamış saygıdeğer bir bilim insanı ve siyasetçidir. Sayın Başkan’ın kendini feshetmiş bir örgüte dair suçlanması, Terörsüz ve Demokratik Türkiye hedefimize karşı bir saldırıdır. Bu ayıba derhal son verilerek Sayın Başkan’ın tahliye edilmesini ve Esenyurtluların iradesi gereği görevine dönmesini ümit ediyorum" ifadelerini kullandı.
Tele1