Ağrı vücudun belli bir bölgesinden kaynaklanan, doku harabiyetine bağlı olan veya olmayan, kişinin geçmişteki deneyimleri ile ilgili, hoş olmayan davranış şeklidir. Tüm insanların yaşamları süresince zaman zaman yaşadığı, insanların yardım aramalarına yol açan bir deneyimdir. Ağrı bireyin günlük yaşam aktivitelerini engelleyerek, yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen ve yalnızca onu yaşayan birey tarafından tanımlanabilen kavramdır.
Ağrıyı oluşturan pek
çok neden vardır. Ağrının algılanması ağrı reseptörlerinin uyarılması
ile başlar .Vücut dokusunun hasarı ve
ya tehdidi varsa, ortaya çıkar. Bu açıdan, ağrı önemli bir koruyucu
mekanizmadır. Ağrıyı sınıflandırmak için 2 ye ayırabiliriz. Birincisi akut
ağrıdır. Akut ağrı ani başlangıçlı ve şiddetlidir. Ses çıkarma,
Huzursuzluk, Terleme, Solunum hızında artma gibi belirtileri vardır. İkincisi
ise kronik ağrıdır. Kronik ağrı yavaş yavaş artarak gelişir ve 6 aydan fazla
sürer. Hareket etmede isteksizlik, iştah kaybı, depresyon, göz parlaklığında
değişimler gibi belirtileri vardır. Bu belirtileri önceden farketmemiz bize hastalığı
erken tanımlamada olanak sağlar.
Yani vücudumuzda
ağrı aslında bize neremizde bir problem olduğunu anlatır. Çoğu kişi ağrısı
olmadan doktora gitmez fakat vücudumuzda bizi rahatsız eden bir ağrı, doktora
başvurmamıza neden olur. Buda bizim hastalıklara karşı önceden önlem almamızı
sağlar. Ağrıya neden olan uyaran aynı anda koruyucu bazı reaksiyonları
başlatır. Örneğin bir refleks davranışı olarak objeden kaçınma, kan basıncı ve
solunumda değişik gibi bazı reaksiyonlar gelişir.