1924 ve 1930’da iki defa çok partili demokratik yaşama geçmeyi deneyen Türkiye, bunda başarısız olunca, özellikle 1930’dan sonra iktidarı elinde bulunduran Cumhuriyet Halk Partisi devlet ile özdeşleşmeye başladı. Parti ilkeleri, anayasaya girince de bu süreç doruk noktaya ulaştı CHP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Atatürk hayatını kaybedince yerine seçilen İsmet İnönü, II. Dünya Savaşı başlayınca , eski devrin küskünlerini de etrafında toplayarak ülkede, savaş günlerinin yıkıcılığı yanında çok başlılığın çıkmasına engel oldu.
Savaşın özellikle ekonomiyi
kötü yönde etkilemesi, sermayenin belirli ellerde toplanmasını kolaylaştırdı .
Bu durum enflasyonu ve hayat pahalılığını arttırdı. İktidar önlem olarak çözüm
yolu ortaya koydu.
Bu çözüm yolu ise ise çiftçiyi Topraklandırma Kanunuydu. Bu kanunla büyük toprak sahiplerinin toprakları bölünerek, küçük çiftçiye destek sağlamak hedefleniyordu. Bu tasarının maddeleri tartışılırken Celal Bayar, Adnan Menderes, Refik Koraltan ve Emin Sazak sert eleştiriler dile getirdiler. Bu yasanın görüşüldüğü günlerde Celal Bayar, Adnan Menderes, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan, CHP grubuna Dörtlü Takrir adlı bir önerge verdiler. Önerge ülke ve parti yönetiminde özgürlükçü bir anlayış içeren düzenlemeler yapılmasını öngörüyordu. Ancak Dörtlü Takrir reddedildi. Bunun üzerine Menderes ve Köprülü o günkü Vatan Gazetesi’nde CHP iktidarına karşı o güne değin örneğine rastlanmayan sertlikte yazılar yazmaya başladılar. Sonuç olarak Menderes, Koraltan ve Köprülü partiden ihraç edildiler. Aynı gruptan olan Celal Bayar ise önce milletvekilliğinden sonrada CHP’den istifa etti. Celal Bayar, 1 Aralık 1945’de parti kuracaklarını açıkladı. İnönü tarafından Çankaya Köşkü’ne çağrılan Celal Bayar cumhurbaşkanından gerekli desteği aldıktan sonra 7 Ocak 1946 günü Demokratik Parti (DP) kuruldu.