ABD, Kuzey Akım 2'nin inşasında görev yapan Rus gemisine ve şirketine CAATSA yaptırımı uyguladı

Rus enerji şirketi Gazprom, bugün yaptığı açıklamada, Kuzey Akım 2 Doğal Gaz Boru Hattı projesinin siyasi baskı gibi zorluklar nedeniyle askıya alınma veya iptal edilme riskinin bulunduğunu belirtmişti.

Açıklamada, çeşitli bölgelerde yaşanan siyasi değişikliklerin projeleri etkileyebildiğine işaret edilerek, "Ülkeler arasındaki gerginlikler nedeniyle ortaklarımızın yaklaşımları da değişebiliyor. Bazı durumlarda, bu tür değişiklikler projenin uygulanmasının imkansız hale gelmesine ve dolayısıyla projenin askıya alınmasına veya iptaline yol açabilir." değerlendirmesinde bulunulmuştu.

YILDA 55 MİLYAR METREKÜP RUS GAZI

Toplam maliyetinin 10 milyar avro civarında olması beklenen ve yüzde 94'ü tamamlanan Kuzey Akım 2 Projesi sayesinde yılda 55 milyar metreküplük Rus gazının Baltık Denizi üzerinden Almanya'ya sevk edilmesi planlanıyor.

HANGİ ŞİRKETLER VAR?

ABD, Ukrayna, Polonya ile Baltık ülkelerinin inşasına karşı çıktığı projenin ortakları arasında proje sahibi Gazprom'un yanı sıra Shell, OMV, Engie, Uniper ve Wintershall gibi şirketler yer alıyor.

Projenin inşaatı ABD'nin "yaptırım tehditlerinin" ardından Aralık 2019'da durdurulmuştu.

GAZPROM 'KUZEY AKIM 2'NİN İPTAL EDİLME RİSKİ'NİN BULUNDUĞUNU AÇIKLADI

Rus haber ajansı TASS'ın, Gazprom'un açıklamasına dayandırdığı haberinde doğal gaz sektöründe Kuzey Akım 2 gibi büyük uluslararası projelerin riskler barındırdığı ifade edildi.

Buna göre, Gazprom söz konusu açıklamada, çeşitli bölgelerde yaşanan siyasi değişikliklerin projeleri etkileyebildiğine işaret ederek "Ülkeler arasındaki gerginlikler nedeniyle ortaklarımızın yaklaşımları da değişebiliyor. Bazı durumlarda, bu tür değişiklikler projenin uygulanmasının imkansız hale gelmesine ve dolayısıyla projenin askıya alınmasına veya iptaline yol açabilir." değerlendirmesinde bulundu.

Gazprom Export Başkanı Elena Burmistrova, 14 Ocak'ta yaptığı açıklamada, doğal gaz sektöründeki projelere yapılan yatırımların, özellikle Avrupa Birliğinde siyasi baskı altında olduğunu belirtmişti.