Home
10 Kasım 2025 ( 2 izlenme )
Reklamlar

AB’de küreselcilere karşı vatansever proje: büyük sıfırlama

Avrupa Birliği’nde (AB) Vatanseverler ile Küreselciler arasındaki kavga büyümekte. 4 Kasım Salı günü, milliyetçi Macar ve Polonyalı heyetler, AB’nin küreselci federalist projelerine egemenlikçi bir alternatif sunmak üzere Paris’te bir araya geldi. Paris’teki toplantıya Fransa Ulusal Birlik Partisi de katıldı.

Bu nedenle, Polonyalı düşünce kuruluşu Ordo Iuris ve Macar Mathias Corvinus Collegium (MCC) birlikte egemenlikçi bir karşı proje çağrısı yapan bir rapor hazırladı. Bu rapor, Avrupa uluslarının kaderlerini yeniden kontrol etmelerini sağlayacak. Bu girişimin amacı, “Avrupa’daki muhafazakâr ve vatansever partilerin; Emmanuel Macron, Brüksel ve Berlin’de hâlâ iktidarda olan elitlerin istediği Avrupa anlaşmalarının reformu ile ilgili müzakerelere kendi karşı önerileriyle katılmak.”

Raporun başlığı “Büyük Sıfırlama: Avrupa Birliği’nde üye devletlerin egemenliğinin yeniden tesis edilmesi.” Rapor beş dilde yayımlandı ve daha önce de Varşova, Budapeşte, Brüksel ve Madrid’de sunumları yapıldı.

Geçen haziran ayında, bu AB reformu karşıtı proje, Avrupa Parlamentosu’nda (AP) Patriotes pour l’Europe (Avrupa için Vatanseverler) grubu tarafından düzenlenen bir etkinlik kapsamında sunuldu, AP üyeleri ve Avrupa Komisyonu yetkililerine posta yoluyla gönderildi. AP’deki Vatanseverler Grubu, Macaristan Başbakanı Orban’ın partisinin de içinde bulunduğu bir grup ve başkanlığını Marine Le Pen’in lideri olduğu Ulusal Birlik partisi Genel Başkanı ve AP Milletvekili Jordan Bardella yapıyor.

FEDERALİZME KARŞI EGEMEN ULUSLARIN AVRUPASI

BVoltaire sitesinde, Etienne Lombard’ın “Polonyalılar ve Macarlar, egemen uluslardan oluşan bir Avrupa’yı yeniden keşfediyor” başlıklı yazısında, “AB’nin nasıl giderek neredeyse federal bir devlete dönüşerek ulusal karar alma yetkisini sınırladığı”, müdahaleci ve her şeye gücü yeten bir canavara dönüştüğü, fiili iktidarın seçilmemiş ve meşru bir görevi olmayan kişilerin elinde toplandığı açıklanıyor.

Yargı alanında, “AB Adalet Divanı (CJUE) yargı yetkisini genişletmeye devam ederek üye devletlerin özerkliğini azaltmaktadır” deniliyor. Bu sapma, AP ve Avrupa Komisyonu gibi AB kurumlarını da etkilemektedir. Bu kurumlar, “başlangıçtaki yetki alanlarının ötesine geçerek, Avrupa mevzuatının ulusal mevzuatlara giderek daha fazla müdahale etmesine ve üye devletlerin bağımsız olarak yönetilme kapasitelerinin azalmasına” neden olmaktadır.

Fransız Cumhurbaşkanı’nın “demokratik bir simülasyon” olarak adlandırdığı Avrupa’nın Geleceği Konferansı’nın ardından ve Fransız-Alman “bağımsız” uzmanlar grubu Eylül 2023’te, Avrupa Birliği’ni daha da merkezileştiren ve üye ülkelerinin elinde kalan egemenlik kırıntılarını da yok etmeyi hedefleyen federalist reformlarla ilgili bir rapor yayımladı. Avrupa Parlamentosu, aynı yılın kasım ayında Avrupa antlaşmalarına 267 değişiklik önerisini kabul etti. Eğer bu antlaşama kabul edilirse üye ülkelerin ulusal egemenliklerinin geri kalan kısmının da kesin olarak kaybedilmesine yol açacaktır.

İşte AB’nin iktidar veya muhalefetteki vatansever partileri; Paris, Berlin, Brüksel küreselcilerinin saldırısına karşı kendi alternatif projelerini hazırladı. Etienne Lombard’a göre AB’nin bir var olma krizi içinde bulunduğu belirtilen projede iki senaryo savunuluyor.

AB’NİN KENDİ TEMELLERİNE DÖNÜŞ

İlki “temellere dönüş”. Bunun için sekiz temel hedef öneriliyor:

1. AB içinde esnekliği artırarak her devletin kendi imkânları ve hedeflerine göre Birliğe entegre olmasını sağlamak,

2. Birliğin tanımlanmış yetki alanlarını yeniden değerlendirmek ve uygulanmasını sağlamak,

3. Oybirliği kuralının uygulanmasını güçlendirmek ve genişletmek,

4. Ulusal anayasaların Avrupa hukukuna üstünlüğünü garanti altına almak,

5. Avrupa Komisyonu’nun rolünü, üye devletlerin sıkı denetimi altında bir destek fonksiyonuyla sınırlayarak yeniden tanımlamak,

6. Avrupa Konseyi ve Bakanlar Konseyi’nin rolünü artırmak,

7. Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın rolünü, anlaşmazlıkların çözümüyle sınırlamak ve anlaşmaların yorumlanması yoluyla yasama rolünü sona erdirmek,

8. Avrupa Parlamentosu’nun rolünü danışma fonksiyonuyla sınırlamak.

AB YERİNE ‘AVRUPA ULUSLAR TOPLULUĞU’

İkinci senaryo “Yeni başlangıç”. “Avrupa Birliği” yerine “Avrupa Uluslar Topluluğu” adında bir birlik kurma amaçlanıyor. Bu senaryo, “bürokratik, hantal, verimsiz ve maliyetli” mevcut AB yapılarına göre “radikal bir değişiklik.” Mevcut AB’nin feshedilmesi ve devletler arasındaki “işbirliğinin temel ilkelerine” uygun “Avrupa işbirliği için yeni bir örgütsel çerçeve” kurulmasını öngörüyor. Bu yeniden yapılanma, beş temel ilke etrafında “devletlerin özgürlüğünü ve egemenliğini” garanti altına alacaktır:

1. Ulusal egemenlik,

2. Karar alma sürecinde oybirliği kuralının varsayılmasıyla, hükümetler arası organların bürokratik organlar üzerinde kesin üstünlüğü,

3. A la carte farklılaşma modeline dayalı entegrasyon (çok hızlı entegrasyon projeleri) ve opt-out maddesi,

4. Atama ve ikincil ilkelerin uygulanması için sağlam resmi garantiler, kuruluşun ve üye devletlerin yetki alanlarının açıkça sınırlandırılması,

5. Ulusal anayasaların üstünlüğünün teyit edilmesi.

Küreselci Fransa, Almanya ve Brüksel ile milliyetçi Macaristan, İtalya, Slovenya, Polonya ve Çekya arasında kavga büyüyecek gibi. Polonya’da Başbakan Donald Tusk küreselci bir lider olmakla birlikte yeni seçilen Cumhurbaşkanı Karol Nawrocki, Milliyetçi Hukuk ve Adalet Partisi (PiS) ve Polonya’daki diğer milliyetçi partiler tarafından da desteklendi.

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Ankara’nın su parası dinozorlara gitmiş! Beyaz Saray 'Suriye'den Çekiliyoruz' dedi Pentagon Yalanladı KYK yurtları iktidara adeta para basıyor Atatürk kurmuştu: THK mülkleri AKP'li kayyum tarafından ipoteklenecek