Sonra gözleri doldu. Konuşursa ağlayacağından korkar gibi başını hızla salladı.
Teşekkür etti.
Eşyalarını aldı.
Ve aceleyle geceye karıştı.
Onu eski bir arabaya bebeğini yerleştirirken izledim.
Sonra farlar kayboldu.
İstasyon tekrar sessizliğe büründü.
Hayat Devam Etti
Hayat aynı şekilde akmaya devam etti.
Faturalar geldi.
Buzdolabı geceleri yine vızıldadı.
Zeynep’le birlikte her gün bir adım daha atarak ilerledik.
Birkaç gün sonra müdürüm beni çağırdı.
İçim sıkıldı.
“Herhalde kural çiğnedim,” diye düşündüm.
Ama bana sadece bir zarf uzattı.
“Bu sana geldi,” dedi.
Zarfın İçindekiler
Zarfın içinde el yazısıyla yazılmış bir not ve bir çek vardı.
Beş bin lira.
Not her şeyi anlatıyordu.
Kadının adı Emine’ydi.
O gece çocuğuyla birlikte zor bir durumdan kurtulmuş, ailesinin yanına dönüyordu.
Eve güvenle ulaşmıştı.
Ama ruhen çökmüştü.
Ta ki o küçük yardım anı, ona hâlâ görünmez olmadığını hatırlatana kadar.
Ailesi benimle tanışmak istiyordu.
Gerçek Teşekkür
O pazar günü evlerine gittim.
Beni yabancı gibi değil, aileden biri gibi karşıladılar.
Yemek masasında kızlarının hikâyesini anlattılar.
O gece vazgeçmeye ne kadar yakın olduğunu…
Babası bana dönüp şöyle dedi:
“Sen sadece parasını tamamlamadın.
Ona yeniden insan olduğunu hissettirdin.”
Eve dönerken boğazım düğümlüydü.
Minnettardım.
Alçakgönüllüydüm.
Parayı dikkatli kullandık.
Borçları kapattık.
Arabayı tamir ettirdik.
Çocuklara ayakkabı aldık.
Ama asıl hediye para değildi.