Bir 100 lira insanı nasıl perişan eder anlatayım da öğrenin. Yolda giderken önümdekinden 100 lira düştü. Normalde bu tür durumlarda “paran düştü” diye uyarırım ama bu sefer şeytana uydum, parayı yerden alıp cebe attım. Evde durumu hanıma anlattım. O da madem beleş para 100 lira daha kat da sinemaya gidelim” dedi. Hafta sonunda sinemaya gitmeye böylece karar verdik. Daha sonra hanım dedi ki “sen şimdi söz verirsin sonra cayarsın, internetten biletleri al da garanti olsun.” İnternetten hizmet bedeli dahil 125 liraya mal oldu biletler. Ben tamirat ustasıyım. Yağlı bir müşterim “Cumartesi benim villaya gel, seninle biraz işimiz var” dedi. Ben “Pazar olmaz mı ?” dedim “olmaz” dedi. Sinema biletini Cumartesiye aldığımız için en az 1-2 bin liralık iş kaçtı. Neyse sinema saati yaklaşınca eve kayınpeder ile kaynana damladı. Zurnanın zırt dediği yerde biterler zaten. Ben “Biz sinemaya gideceğiz” deyip savacaktım ki hanım, “biz sinemaya gidiyoruz, siz de gelin” demez mi ? Bu onların da sinema biletini ödeyeceğim anlamına geliyor tabi. Kaynana hazretleri metrobüs’ten hazzetmedikleri için sinemaya kadar sağlam bir taksi parası verdim. Kışlık erzak depolar gibi de mısırda aldılar sinema öncesinde. Nasıl olsa damat ısmarlıyor. 100 lira buldu ya yolda! Halbuki ben kurbandaki dana hissesine bile o mısıra verdiğim kadar vermemiştim. Film arasında birer posta mısır daha aldı beleşçiler.