Utangaçlık hepimizin yaşadığı bir durumdur. Sosyal ortamlarda kendimizi stresli ve gergin hissettiğimiz anlarda ortaya çıkar. Genetik özelliklerin bir sonucu olsa da çevresel faktörlerinde oldukça büyük bir payı vardır.
Uzmanlar,
utangaçlığın normal biri durum olduğunu sosyal
endişelere yol açmadığı sürece herhangi bir sorun teşkil etmeyeceğini
söylüyor. Sosyal hayatları etkileyen bir durum olduğunda ise psikolojik bir
tedavinin mümkün olduğunu ve bilişsel
davranış tedavisi ile kişinin düşünce ve davranışlarının değiştirilmeye çalışıldığı
dile getiriliyor.
Genellikle
sorun, kişinin sunacağı bir performanstan yüksek düzeyde beklentisi olmasından
kaynaklanıyor. Bu endişeyi azaltmak için derin nefes almanın faydalı olabileceğini
söyleyen uzmanlar kişinin kendi yapacaklarından ziyade etrafında olup bitenlere
odaklanmasının da yararlı olabileceğini söylüyor. Örneğin; bir konuşma yaparken
kendimizi dinlemek ve ne yapacağımızı
düşünmektense dinleyicilere yoğunlaşmak daha sağlıklı ve doğru cümleler kurmamıza
yardımcı olacaktır.
Sosyalleşirken
hangi konu hakkında endişe edildiğini bilmek o endişeyi yenmek içinde fayda sağlayacaktır.
Dışlanma korkusu, eleştirilme, yetersiz görülme gibi kaygılardan hangisini taşıyorsak
bunu kendimize kabullendirmeliyiz. Eğer bunu yapmazsak sorunu çözmeye değil
sürekli endişelenmeye, kaygı taşımaya mahkum kalabiliriz.
Bu sorunu
bir uzmana gidip halletmek yerine kendim çözebilirim diyorsanız yapmanız
gerekenler aslında çok basit. İlk olarak bulunduğunuz ortama utangaç olduğunuzu
göstermemeye çalışın. Cesaretli olun ve bunun sonradan kazanılan bir yetenek
olduğunu unutmayın. Karşınızdaki kişiyle konuşmak için düşünmeyin direkt olarak
lafa girin olduk olmadık sorular sorun ve göz kontağı kurmaktan kaçınmayın. Sıkıcı
olmaktan korkmayın ve bir ortamdaysanız erkenden veya çok geç kalkmayın.