Ormanın birinde Tilki ile Yılan arkadaş olur ve birlikte uzun bir yolculuğa çıkmaya karar verirler..
Devamı için sonraki sayfaya geçiniz...
Ancak bir süre sonra Yılanın yüzü asılır.. Tilki hayrola diye sorar? Yılan: “Tilki kardeş yolumuz çok uzun; senin gibi koşamam ve sana engel olurum ben düşündümde sen en iyisi yola tek başına koyul” der! Tilki: “Hiç olur mu öyle şey düşündüğün şeye bak sarıl belime” der. Sonunda yola koyulurlar; günlerce yürümekten perişan olan Tilki hastkısmır fakat amaca ulaşırlar, arada yalnızca aşmaları lüzumen bir nehir kalır.. Irmağın kenarına geldiklerinde ise seneyen tilkiye “Tilki kardeş; ben yüzme bilmem, bu noktaya kadarmış, hadi sen geç uğurlar olsun ben başımın devasine bakarım” der!. Bunun üstüne Tilki: “Ben kimseyi yarı yolda komam, sarıl boynuma karşı kenara birlikte geçelim!” der. Eh kırmayayım diyen Yılan tilkinin boynuna sarılır ve karşı kıyıya geçerler. Yılan Tilkinin boynunu sıkmağa başlar ve “Tilki kardeş kusura bakma seni sokmak zorundayım bu benim fıtratım” der!. Neye uğradığını şaşıran tilki “Yılan kardeş! Biz seninle arkadaş değil miyiz? Bak, ben sana bunca iyilik ettim, belimde taşıdım, seni boynuma almasam ırmağı geçemezdin!” diye ne kadar dil dökmeye çalıştıysa da yılan hiç oralı olmaz ve “Bu benim huyum ne yapayım” der. Bunun üzerine tilki bir an durur, sonra yılana “Peki yılan kardeş! Sok, ne yapalım? Bu benim kaderimmiş. Yalnız yüzüme bir defacık bak ki, ölmeden önce o güzel gözlerini son bir defa göreyim” der. Yılan, boynu benim elimde nasıl olsa diye düşünür ve başını uzatır! O an tetikte duran tilki derhal atılıp başını kapıverir. Sonra da ölen yılanı ırmağın kenarında, kumların üzerine boylu boyunca uzatır ve kendi hilesine kurban giden yol arkadaşına şöyle der: “Yoook yılan kardeş! Ben öyle eğri büğrü arkadaş istemem! Benimle arkadaş olacaksan, böyle dosdoğru olacaksın!