Sonuna çok güldüm.

Bir Fransız turist kafilesi Erzurum'a gelir. Şehri gezerler. Oradan Aziziye Tabyaları Palandöken Dağları derken dönüş vakti gelir. Herkez otobüslere biner ancak bir Fransız kadının eksik oldugu anlaşılır. Ararlar ve sonunda Palandöken dağında kadını bir çobanla birlikte bulurlar. Çoban kadını iyice oynamış Her ikisinide yakalayıp karakola götürürler ve kadına şikayetçi olup olmadığını sorarlar. Kadın da: – "Ne şikayeti ben bugüne kadar böylesini görmedim. Yanlız benimle birlikte Fransa'ya gelirse şikayetçi olmam" der. Durumu çobana söylerler çoban da : – "Nasıl gelirem k.rı burda, çoluk çocuk burda, sürü burda" der ve ekler : – "Benim biraderim var askerdedir. Teskeresine az kaldı eğer olursa o gitsin" der. Durumu kadına söylerler. Kadın da: – "Eğer kardeşi de onun kadar iyiyse gelsin" der. Kadının bu sözünü çobana iletirler. Çoban: – "Valla bilemem ama askere gitmeden önce bizim birader bir ayı sevdi şerefsizim ayı ona hala bal getiriyor.


Sarışının biri kütüphaneye girmiş. Görevliden bir hamburger, bir kola, birde patates kızartması istemiş. Görevlinin saf saf yüzüne baktığını gören sarışın bu sefer daha yüksek sesle:

– Anlatamadım galiba beyefendi, bana bir hamburger, bir kola, bir de patates kızartması.


Artık iyice sinirlenen görevli:

– Hanımefendi burası kütüphane!
Reklamlar