Manisa'nın Soma ilçesinde, 13 Mayıs 2014'te yaşanan ve Türkiye tarihinin en büyük maden faciası olarak tarihe geçen faciada 301 madencinin hayatını kaybetmişti. Maden faciasına ilişkin açılan davada kamu görevlilerinin yargılanmasına devam edildi.
Soma 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada, bilirkişi raporları, denetim süreçleri ve kamu görevlilerinin sorumlulukları değerlendirildi.
Duruşmaya sanıklar katılmazken, sanık avukatları, mevcut bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu öne sürerek yeni bir bilirkişi raporu hazırlanmasını talep etti. Madenci ailelerinin avukatları ise, davanın "görevi kötüye kullanma" suçlamasıyla açılmasının yetersiz olduğunu ifade ederek, ağır ceza mahkemesine sevk edilmesi gerektiğini belirtti.
Duruşmada savcılık makamı dosyaya dair mütalaasını sundu. Savcı, sanık konumunda bulunan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu görevlilerinin 2009-2014 yılları arasında söz konusu maden ocağında denetimler gerçekleştirdiğini ifade etti.
Ancak yapılan denetimlerin, iş sağlığı ve güvenliği açısından yetersiz olduğu ve 13 Mayıs 2014'te meydana gelen facianın önüne geçebilecek önlemlerin alınmadığı belirtildi Savcı, kamu görevlilerinin denetimlerde ya eksiklikleri fark edemediklerini ya da fark etmelerine rağmen gerekli tedbirleri almadıklarını dile getirerek, sanıkların ihmali nedeniyle cezalandırılması gerektiğini dile getirdi.
Savcılık mütalaasında, bazı sanıkların maden ocağında yalnızca bir kez denetim yaptığını, bazılarının ise birden fazla kez denetimde bulunduğu kaydedildi. Birden fazla kez denetim gerçekleştiren sanıkların "zincirleme görev ihmali" işlediklerini ifade eden savcılık, bu kişilerin cezalarının yükseltilmesini talep etti.
Madenci ailelerinin avukatları ise savcının talebine karşı çıkarak, sanıkların "görevi ihmal" veya "görevi kötüye kullanma" suçundan yargılanmasının yetersiz kaldığını ve olayın birden fazla insanın ölümüyle sonuçlandığını belirterek, dosyanın ağır ceza mahkemesine sevk edilmesini istedi.
Duruşma sonrası açıklama yapan madenci ailelerinin avukatlarından Murat Kemal Gündüz, savcının mütalaasında talep ettiği cezaların sanıklar için bir ceza değil ödül olduğunu belirterek, "Şöyle ki mütalaada tüm kusurları tespit etmesine rağmen sanıklar hakkında Türk Ceza Kanunu'nun 257. maddesi uyarınca cezalandırma istedi. Yani görevi kötüye kullanmadan cezalandırma istedi. Tabii haliyle bu suçun alt sınırı 6 ay, üst sınırı 2 yıl. Zaman aşımı gündeme gelecek, bu bilinen bir şey" ifadelerini kullandı.
Müşteki avukatları, savcılık mütalaasının eksik ve yetersiz olduğunu savunarak, dosyanın ağır ceza mahkemesine sevk edilmesi gerektiğini bir kez daha tekrar etti.
Mahkeme heyeti, savunmalarını hazırlamaları amacıyla avukatlara ek süre tanıyarak davayı 29 Nisan 2025 tarihine erteledi.
Kaynak: DHA-İHA
Gerçek Gündem