Şehit olmadan hemen önce

Çocuk Esirgeme Kurumunda yetişen,
Şehit Komando Er Murat Akman’ın Türk Milletine Yazdığı Son Mektubu

Yakın zamanda tekrar gündeme gelen, yaşadığı hayatı “Bölük” adı altında 2017 yılında filme de aktarılan Şehit Murat Akman’ın mektubunu tekrar hatırlayalım. Hayırla yad edelim. Kendisinden Türk milleti adına Allah, ebeden razı olsun.

Kimdi Murat Akman?

Akman, dünyaya geldiğinde ailesi tarafından bir çöplüğe atılarak terkedilmiş ve Çocuk Esirgeme Kurumunda büyümüş. 18 yaşına geldiğinde de evi gibi bildiği ÇEK’ten (Çocuk Esirgeme Kurumundan) ayrılmak zorunda kalmış ama ÇEK ile bağlantısını hiç koparmamış ve orada ki çocuklara yardımcı olabilmek için elinden geleni yapmış.

Askerlik görevini komando olarak yerine getirirken devletin kendisine bağladığı maaşı da kendisini büyüten ÇEK’e, çocukların ihtiyaçları için göndermiş.

Çıktıkları operasyonlarda hayati tehlike olması sebebiyle her operasyon öncesi son mektubu olabileceğini düşündüğü bir mektubunu birlikte büyüdüğü bir arkadaşına ulaştırmış.

Murat Akman’ın birlikte büyüdüğü arkadaşı, Akman’ın geri dönemediği bir operasyon sonrası kendisine ulaşan son mektubu Akman’ın vasiyeti üzerine medyaya belirli bir meblağ karşılığı devreder. Ödenen bu para da ÇEK’e bağışlanır.

Jandarma Komando / Şehit Murat Akman’ın Mektubu

“Bu yazı bir komando er mektubudur ve siz bu mektubu gazeteden okuyorsanız ölmüşüm demektir. Bir ailem olsaydı bu mektubu onlara yollamak isterdim ama yok.

Size koğuştaki ranzamdan yazıyorum. Şu an etrafımda Adana, Ağrı, Sivas, Edirne, Diyarbakır, Ankara, Antalya, İzmir, Urfa, Trabzon… Türkiye’nin dört bir yanından birbirini tanımayan ama birbirlerinin canını korumaya yemin etmiş bir sürü asker var. Birazdan operasyona gideceğiz, tek dileğimiz kayıp vermeden geri gelmek.

İlerde ölürsem eğer diye bir mektup yazmak çok zor. Aklına getirmek istemez ya insan ölümü, hani her zaman bir umut vardır ya. Askerliğim bittikten sonra yırtıp atacaktım bu mektubu ama şu an okuyorsanız yırtamadım demektir. Zaten pek de kalem tutmaz elim. Silah tutmayı daha iyi bilirim. Sizi korumam için siz öğrettiniz silah tutmayı.

Tuhaf olan siz bu mektubu okurken ben neden öldüğümü bile bilmiyor olacağım. Ya bir mayına bastım ya da yediğim birkaç kurşun. Bileniniz var mı ben nasıl öldüm?

Kışlada her televizyona bakışımda birbirinizi öldürdüğünüzü birbirinizin canını yaktığınızı gördüm. Müziğin sesini çok açtı diye komşusunu vuranlar. Gücü kadına yetenler. Cebindeki on lirası için adam vuranlar. Kız arkadaşına baktı diye alayını bıçaklayanlar.

Bileniniz var mı ben, kimi korumak için öldüm?

Eti az pişti diye garsona çıkışan adam; sen rahat uyu diye kurşunlar başımın üstünden geçerken ben dağda her bulduğumu kesip yedim.

Arabasını solladılar diye levyesini kapıp arabadan inen adam, beni bir çöp bidonuna atıp giden anam; söylesene ben kimin için öldüm?

Yetimhanede ve askerde en güzel şeyin ekmeğini bölmek olduğunu öğrendik biz. Peki size neyi bölmeyi öğrettiler?
Reklamlar