Esma telefonda konuştuğu o genç ile görüşmeye gitmek için hazırlandığı sırada ablası da çok sevdiği vazoları boyamakla meşguldü. Esma üzerini giymiş bir şekilde ablasının yanına geldiğinde, Meryem sanki yanlışlıkla olmuş gibi yaparak elindeki fırça ile Esma’nın yüzüne bir miktar boya sürdü. Esma bu duruma çok sinirlendi, üstelik boya da hemen çıkan bir boya değildi. Bu boyayı çıkarmak için en az bir gün uğraşması gerekebilirdi. Ablası Meryem bu durumda o gençle görüşmeye gitmemesini tavsiye etse de Esma bunu kabul etmedi. Zira kendisi de telefonda konuştuğu o naif sesli genci görmeyi çok arzuluyordu. Ablası Esma’ya bir teklifte bulundu.Ablası Meryem Esma’ya yüzünün bu hali ile bir erkeğin karşısına çıkmak yerine, çarşaf giyerek yüzünü kapatmasının daha doğru olacağını teklif edince, Esma bu teklifi kabul etti. Zaten o anda başka bir çaresi de yoktu. Hemen elbiselerini değiştirdi ve ablasının dışarı çıkarken giydiği bir çarşafı giyip o gençle buluşmak üzere evden ayrıldı. Telefonda sözleştikleri gibi o genç ile Üniversitenin arkada taraflarında ağaçlık bir alanda buluştular. Hemen uzaklarında iki genç daha vardı ve Esma ile buluştuğu genci takip ediyorlardı. Bir süre sohbet ettikten sonra buluştuğu genç Esma’nın yüzündeki nikabı kaldırmasını, yüzünü görmek istediğini söyledi. Esma yüzündeki boyadan bahsedemeyeceği için bunun uygun olmayacağını falan söylese de genç onu dinlemedi ve hızlı bir el hareketi ile Esma’nın yüzünde ki örtüyü çekip aldı. Esma’nın yüzündeki siyahlığı gören ve onun bir yanık olduğunu düşünen genç, Esma’yı bu şekilde görünce şok olmuştu. Genç Esma’ya bağırarak; çirkinsin yüzünün de sesin gibi güzel olduğunu düşünmüştüm, bir daha benim karşıma çıkma, kapat yüzünü ve defol buradan diyerek Esma’nın yanından ayrılıp az ileride duran iki gencin yanına gitti ve hadi gidelim bugünkü av çok çirkin çıktı dedi. Esma duydukları karşısında şok oldu, neredeyse bayılacaktı, ayaklarını zor taşıyordu. Gururu incinmiş, kalbi paramparça olmuştu. Eve vardığında ağlayarak ablasının odasına gitti ve olan biteni anlattı. O anlattıkça ablası gülüyordu. Esma’nın şaşkınlığı bir kat daha arttı ve niçin güldüğünü sordu. Ablası ona; o gencin bir sahtekar olduğunu anladığını bu nedenle bilerek yüzüne boya sıçrattığını söyledi. Böylece Esma büyük bir tehlikeden kurtulmuştu. Ablasının da telkinleri ile yaptıklarına tövbe etti ve bir daha aynı hataları yapmayacağına söz verdi.