O kadar çok seviyordum ki eşim

Eşimin odasına girer girmez gördüğüm manzara kalbime bir bıçak gibi saplandı. Karşısında genç, zarif bir kadın oturuyordu. Kadının yüzünde utangaç bir ifade, gözleri yere bakıyordu. Eşimse onunla konuşuyor, ama beni fark edince kelimeleri ağzında düğümlendi. Göz göze geldik; yüzünde gördüğüm suçluluk ifadesi beni sersemletti.

“Bu da ne demek oluyor?” dedim, sesim titriyordu ama öfkem her kelimede kendini hissettiriyordu. Oda bir anda sessizliğe büründü. Kadın telaşla yerinden kalktı, bir şeyler söylemek istiyor gibi ağzını açtı ama kelimeler dudaklarından dökülmedi. Eşim ellerini kaldırarak beni sakinleştirmeye çalıştı.

“Dur, lütfen sakin ol,” dedi, ama kelimeleri beni daha da öfkelendirdi. “Anlatabileceğim bir şey var.”

“Anlat o zaman!” diye bağırdım. Gözlerimden yaşlar süzülüyordu ama buna aldırış etmiyordum. Kalbim, beynimde yankılanan binlerce düşünceyle birlikte parçalanıyordu.
Reklamlar