Ne insanlar var

Benim sarayımda da her gün kazanlar kaynar ama hiç böyle lezzetli çorba içmedim bugüne kadar, nedir bunun adı?.. der.
Ev sahibesi hanım şaşırır; “Çorbanın da adı mı olurmuş, adı üstünde, çorba işte…” diye geçirir aklından. Ancak padişah soran gözlerini kadının gözlerine dikmiş, gelecek cevabı beklemektedir. Ne desin kadın?.. “Fakir Ev” anlamına gelen:

-Darhane Çorbası, hünkârım… deyiverir.
Geceyi o “Dar hane” de geçiren padişah ertesi gün ne yapmıştır bilinmez ama söyleyiş özellikleri nedeniyle günümüze “Tarhana” olarak taşınmıştır bu çorbanın adı.

Tarhana Çorbası, soğuk kış aylarının vazgeçilmezidir memleketimizin. Buram buram kokusu gelen; börülceli, acı kırmızıbiberli o tarhanadır. Yaz aylarından çıkmadan, kınalı ellerle hazırlanır da toprak boduçlara, kurutulmuş su kabaklarına doldurulup saklanırdı eskiden; ya da bembeyaz divitin keselere doldurulup asılırdı tavan çengellerine.

Selam olsun memleketimin tarhanasını yapan gelinine, kızına; selam olsun elleri nasırlı analara, bacılara; selam olsun apak saçlı ebelere, ninelere. Selam olsun tarhanayı soframıza getiren öpülesi ellerin sahiplerine...
Reklamlar