Diyarbakır Valisi Murat Zorluoğlu, kaybolan Narin Güran'ın 8 Eylül'de kıyafetleriyle Eğertutmaz Deresi kenarında çuval içinde üzeri taşla gizlenmiş vaziyette saat 08.45 sıralarında ölü bulunduğunu açıklamıştı.
Narin’in ölümüne ilişkin soruşturma devam ediyor. Köy halkı sessizliği korumayı seçti.
Tavşantepe'ye çok yakın bir köyden, soruşturmaya dahil edilmiş bir kişiyle görüştüğünü belirten Sözcü TV İstanbul Haber Müdürü Cem Özkeskin iddiayı şöyle paylaştı:
“Narin 20 Ağustos akşamı amcasının evinin yakınındaki ahırda maalesef Türk toplumunun kaldıramayacağı bir şey gördü. Bu işin planlı olduğunu, o gün olayın sıcaklığıyla bu plan örgüsünün kurulamayacağını düşünüyor olursak, bir gün önce görülmüş bir şeyin bir gün sonra Kur'an kursundan sonra planlandığını da bir mantık çerçevesine oturtmuş oluyoruz. Narin'in şöyle bir özelliği var. Yakın köylerden görüştüğüm insanlardan Narin'i tanıyanların söylediğine göre kendisinin Türkçe iletişimi çok kuvvetli. Kendisini çok iyi anlatabilen, belagati yüksek bir çocuk. Bundan kaynaklı olarak onun görmüş olması biraz da 'Bu susmaz, bu kesin anlatır' şüphesi uyandırmış yakalananlarda.
Soruşturmaya dahil olmuş haber kaynağımız bu mesajların geri planına hakim. O mesajlarda şu var: Salim Güran, Narin'in annesi Yüksel Güran ve Narin'in diğer amcası Fuat Güran'ın eşi Hediye Güran bu olayın içinde gibi görünüyor. Aynı şekilde içinde olan ya da içinde olmaya sürüklenen kişi de abi Enes Güran.
Olay örgüsü şöyle: Narin o gün Kur'an kursundan evine gidiyor. İddiaya göre sadece anne evde. Anne Narin'e diyor ki 'Abin ve iki arkadaşı evin arkasında, onların yanına git.' Narin abisinin yanına yönlendiriliyor. Sonra abi Enes Güran, amca Salim Güran'ı arayıp 'Narin yanımızda' diyor. Salim Güran 'Tamam ben oraya hareket ediyorum' diyor iddiaya göre. Oraya ulaştıktan sonra Narin'e orada yapılan müdahale büyük ihtimalle maalesef boğulduğu yönünde. Bir cisimle mi yoksa elle mi, fiziki müdahaleyle mi, onu adli kaynaklar, resmi kaynaklar gösterecektir.
Boğulma sonucu Narin'in burnu kanıyor. Zaten Salim Güran'a kayıtlı olmayan aracın içinde bulunan o kan örneği de Narin'in burnundan gelen o kanlar.
Salim Güran, abi Enes Güran, Narin ve abi Enes Güran'ın iki arkadaşı o araca biniyorlar. Yarı yolda amca bu üç çocuğu indiriyor, Narin'le baş başa kalıyor ve benzin istasyonuna gidiyor. Benzin istasyonundan yaptığı alışveriş ıslak mendil; büyük ihtimalle kanları silmek istedi.
Mesajların geri getirilebilen kısmı burada kesiliyor. Haber kaynağının iddiasına göre bu mesajlar 27 Ağustos'ta Diyarbakır Savcılığına iletiliyor. Zaten Adalet Bakanımız Yılmaz Tunç'un daha Narin bulunmamışken 'Yüksek şüphe var' dediği yüksek şüphenin kaynağı da bu mesajlar. Çünkü amca orada Enes Güran'la, Yüksel Güran'la konuşmasında 'Narin'i ben katlettim' diyor haber kaynağının iddiasına göre.
Aynı haber kaynağından aldığım bilgiye göre 2011'de Salim Güran'ın öz kardeşi öldürülmüş. Cinayetin sonunda 18 yaşında gencecik bir çocuk tutuklanmış, yine başka bir aile üyesi. Haber kaynağının iddiasına göre Salim Güran bu cinayeti işledi ve bu çocuğa üstlendirdiler. Bakıyoruz ki Narin'in ablasının da merdivenden düşerek hayatını kaybettiği söyleniyor. Böyle bakınca aile böyle organize işlere girişebilecek bir görünümde geliyor bize ister istemez."