Irkçılık milliyetçilikten farklı olarak kendi toplumunu sevmenin yanında, farklı toplumlara karşı nefreti de barındıran düşünce biçimidir. Hatta bazen bu düşünce öyle bir hal alır ki, diğer toplumlara potansiyel düşman gözü ile bakılabilir. Birlikte yaşayan iki farklı toplumdan, baskın olanı, diğer toplum üzerinde hakimiyet kurma çabası içerisine girebilir. Bu çaba zayıf topluma ait üyelerde Milliyetçilik bilincinin oluşmasına neden olacaktır. Irkçı düşünceye sahip bireyler bazen farklı toplumlara karşı duydukları öfkeyi ve nefreti düşüncenin ötesine geçirerek eyleme dönüştürürler. Almanya’da ki Türklere yapılan saldırılar buna bir örnek olarak gösterilebilir.
Irkçılık terimi çoğunlukla, kendi etnik kültür değerlerini tek
kriter olarak belirlemek ,farklılık korkusu, ırklar arasında birleşmelere ve
ilişkilere karşılık ve milliyetçilik gibi kavramları da anlatıyor olabilir.
Irkçılığın sosyal ayrımcılığı, ırklar arasında fark gözetilmesini ve soykırıma
kadar varabilen şiddeti haklı göstermeye çalışması günümüze kadar artarak
gelmesine sebep olmuştur.
Irklar konusunda en yaygın önyargılardan biri saf ırkların
olduğu ve bunların aşağı yada saf olmadığı düşünülen ırktan insanlarla
karışması durumunda zayıflayacağı ve yok olacağı düşüncesidir. Nazi
Almanyası’nda Ari Irkın üstünlüğüne ve saflığına, bütün Almanların da bu ırktan
olduklarına inanıldı. Naziler, Almanların Yahudiler ve çingenelerle evlenmesi
durumunda ırklarının bozulacağını öne sürdü. Bu anlayış bütünüyle bilim
dışıdır.