Burada sismik bir boşluk. Bu boşluk dolacak, büyük bir Marmara depremini oluşturacak” uyarısını yaptı. Prof. Dr. Naci Görür’ün programda yaptığı konuşmadan öne çıkanlar şu şekilde oldu: KIZILAY’IN ÇADIR SKANDALI ”Yani ben hiç olmadım. Duyunca da şaşırdım. Bu esasen Kızılay’ın mal zenginliği ve çadır, kan o tür şeyler afet halinde halka ulaştırılmak amacıyla gene halk doğrultusundan verdiği şeyler. Biz çocukken de öyleydi. Kızılay şarkıları, bir sevgisi, rozetleri vardı. Yani Kızılay haftaları vardı okullarda kutlanan… Bu muhabbeti eksiltecek, azaltacak şeyleri yapmamak lazım. Bu satış nasıl oluyor ben bunu anlamadım. En azından etik bulmadım. Yasal mıdır onu da bilmiyorum. Herhalde gereği yapılacaktır şayet meşru olmayan bir davranış şekliyse… ‘İSTİFA’ TARTIŞMALARI Yani idareler diyelim bu tür deprem, afet idareiyle alakalı tabii idarelerin mesuliyettan kaçması mümkün değil. En mühim mesuliyet o. Belli ölçüde o idare amacıylade olan, vazife yapan insanlar da kuşkusuz sorumlu. Böyle afet işi olunca binaları yapan, üretenler de belli ölçü de sorumlu. Bu yükümlülükleri üstlenmek lazım