Kızı Leyla hakkında yapılan yorum Bergüzar Korel’i çıldırttı...
'BU DURUM BENİ DELİ EDİYOR'
"Uzun zamandır story çekmiyordum. Hem çok yoğun oluyor tahmin edersiniz ki, hem de zamanım olmuyor. Çok az bir zaman sonra tekrar geri döndüm. Geldim Türkiye'deyim. Bir iş sebebiyle... Burada çocuğumla dışarı çıktığım zaman çok garip şeylerle karşılaşıyorum. Eminim benim gibi bir çok anne karşılaşıyor ve bunların normalleştiriliyor olması bana çok garip geliyor. Bu nezaketsizliğin, bu mesafesizliğin, bu cüretkarlığın, hep bir karışma halinin, kendinde söz söyleme hakkını bulma hali beni deli ediyor. Bu konu beni çok sinirlendirdiği için kelimelerimi çok dikkatli seçmeye çalışıyorum. O yüzden uzun ve saçma cümleler oluyor. Nitekim buna bir son veriyorum ve direkt konuya giriyorum...
'NEZAKET KURALLARI ÖNEMLİ'
"Biliyorsunuz hayatımızda belirli nezaket kurallarının olması gerekiyor hepimizin huzurlu bir şekilde yaşaması için...Bunların da bize çocukken öğretildiğini var sayarak giriyorum konuya. Artık gerçekten bir rahat bırakın şu anneleri, kadınları... Çocuklarımız üzerinden haddiniz olmayan soruları lütfen sormayın. Artık 'emiyor mu', 'üşüyor mu' onları geçtim... Doğum şeklimizi sormanızı falan geçtim... Geçen gün şöyle bir şeyle karşılaştım: Tanıdığım bi çift, karşılaştığımızda belirli bir mesafede tutmaya çalıştığım sohbetimiz olan bir çift... Leyla portbebesinde yatıyordu, yürüyordum. Bu çiftle karşılaştım. Leyla'ya baktılar 'Aaa ne kadar değişik bir kafası var, dar uzun' dedi. 'Anlayamadım' dedim. 'Ay kafası aynı vakumla çekilmiş gibi, değişik' dedi. Bu vakumlar var ya hani, doğumda kullanılıyor, çocuk çıkmayınca... Ben o noktaya geldim ama kullanılmadı. Vakum kullanılan doğumlar genelde zor doğumlardır. Öyle bile olsa bunu bir anneye söylemek kadar nezaketsiz bir davranış olamaz. 'Ne demek istediğinizi anlayamadım' dedim. 'Ay dar, ince uzun bir kafası var aynı Halit Bey'e benziyor' dedi. Yıllardır kocam. Bu arada Leyla benim minyatürüm. Ufak bir sorguya çekildim. Londra'da nasıl bir hayatım var? Kirada mıyız, ev mi aldık? Ne kadar şanslı olduğum konusunda bir uyarıldım Halit ile evli olduğum için... 'Çünkü o çok değerli biri biliyorsun değil mi?' dedi bana... Böyle bir aptala döndüm. 12 yıllık kocam neden böyle bir şey söylüyorsunuz bana? 'Seni de izledik bir filmde, sen de güzel oynuyorsun... Ay biraz da pohpohlanmak istiyor. Hadi biraz da Bergüzar'ı pohpohlayalım' dediler. Garip bir şeyin ortasında kaldım."
'ESKİSİ KADAR SABIRLI DEĞİLİM'
"Ben dışarı çıktığımda tanımadığım insanlar da olsa, sohbet etmeyi çok seviyorum. Mesleğim, ünüm falan umrumda değil. Benim için orada güzel bir sohbet etmek, güzel bir anı paylaşmak bana iyi geliyor. Zaten normal hayatta ne ben ne de kocam 'biz ünlüyüz' diye dolaşmıyoruz bunu herkes çok iyi bilir. Ama görüyorum ki bu samimiyet; nezaketsizlik ve aynı zamanda bu laubalilik kapılarını da sonuna kadar açıyor kimi insanlar için... Kimsenin çocuğu hakkında, yaşamı, malı, mülkü, yatak odası, değeri hakkında laf söylemek hiçbirimize düşmez. Bunu lütfen artık bir kenara bırakalım. Bunları konuşuyor olmaktan çekiniyorum ama dünya artık böyle bir dünya. Çok şey yaşıyorum bunun gibi. Aklınızın, hayalinizin alamayacağı yorumlar, teklifler, istekler... Çocuğumuz üzerinden, mesleğimiz üzerinden bu beni hala şaşırtıyor. Hala bir insanın çocuğuna bu kadar rahat bir şey söyleyebilmek, fotoğrafını çekmeye çalışmak, dokunmaya çalışmak falan bunlar yapılıyor. Kimseye yapmayın, bana da yapmayın. Çünkü artık ben eskisi kadar sabırlı değilim. Kimse değil bence. Kimse de olmak zorunda değil.
Haberin Devamı için sonraki sayfaya geçiniz...
'BİZİM OLMAYAN ÇOCUĞU KOCAMA BENZETTİLER'
"Leyla'nın bi tane doğum izi var alnının ortasında aynı benim gibi. Dün bir hanımefendi 'ay noldu, düştü mü?' dedi. 'Yok' dedim. 'Alnının ortasındaki ne?' dedi. 'Doğum lekesi' dedim. 'Aynı erkeğe benziyor bu' dedi. Niye dersin bunu mesela? İyi bir şey mi, kötü bir şey mi? Kötüyse niye söylüyorsun? Yüz yüze bakıyoruz burada komşuyuz. Bir gün Esra'nın kızı Gün'ü gezidiyorum. İki tane kadın geldi 'Ay ne tatlı' dedi, öyle dedi, böyle dedi... 'Aynı babası' dedi bana... 'Çocuk benim değil, onu ne yapacağız' dedim. Bakakaldılar... Benzetme konusundaki en komik anım buydu. Bizim olmayan bir bebeğin, yine ve yine kocama benzetilmesi. Belki benim gibi hissedenler vardır, yalnız olmadıklarnı görürler. Belki böyle davrananlar vardır, 'Yapmayalım ya insanlar kendilerini kötü hissediyorlar' derler."