“Seçimlere kısa süre kala, yedili koalisyonun cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu öyle bir itirafta bulundu ki, sk-an-dal demek bile az kalır… Görsele dokunarak haberin devamını açınız…
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, kendi ağzıyla 2014 yılında Meclis kürsüsü dâhil tepe tepe kullandığı FETÖ belgelerinin “deepfake” yani “sahte” olduğunu söylemesinin tarihi bir itiraf olduğunu belirten Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür, “Savcılar, barolar ve hukukçular ne der bilemem ama bu tarihi itiraf siyaset açısından bir milat” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, kendi ağzıyla 2014 yılında Meclis kürsüsü dâhil tepe tepe kullandığı FETÖ belgelerinin “deepfake” yani “sahte” olduğunu söylemesinin tarihi bir itiraf olduğunu belirten Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür, “Savcılar, barolar ve hukukçular ne der bilemem ama bu tarihi itiraf siyaset açısından bir milat” dedi.
Övür, yazısında özetle şunları kaydetti:
“Seçimlere kısa süre kala, yedili koalisyonun cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu öyle bir itirafta bulundu ki, skandal demek bile az kalır.
Herhalde ABD’ye gidip 8 saat ortadan kayboluşuyla ilgili kaygısı derin ki, korkuya kapılıp kendisiyle ilgili “deepfake” yani sahte ses kayıtlarının çıkabileceğini düşündü ve ön almak için şu çarpıcı açıklamayı yaptı:
“Son 10 günde böyle bir şey yapılacağı söylendi. Seyahatimle ilgili bir şey olduğu söylendi, gelen bilgi öyleydi. İftirayla, karalama kampanyalarıyla, bel altı vuruşlarla yapılanların yanlış olduğunu biliyorlar. 17-25 Aralık sürecinde de yapmışlardı öyle bir şey…”
Müthiş değil mi? CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, kendi ağzıyla 2014 yılında Meclis kürsüsü dâhil tepe tepe kullandığı FETÖ belgelerinin “deepfake” yani “sahte” olduğunu söylüyor.
Böylece yıllar sonra da olsa, Kılıçdaroğlu açıkça FETÖ’nün hükümeti devirmek için hazırladığı sahte belgeleri kullanarak o “suça ortak” olduğunu itiraf etmiş olmuyor mu?
Peki, bunun hukuken bir karşılığı yok mu?
Savcılar, barolar ve hukukçular ne der bilemem ama bu tarihi itiraf siyaset açısından bir milat… Siyaset bu işin peşini bırakmamalı. (…)”