kahramanımız istanbulda askerdir..

Doktor, hastasına o güne dek yaptığı tahlillerin sonuçlarını açıklayacak;
"Size bir kötü, bir de daha kötü haberim var. Önce kötü haberi vereyim. Test sonuçlarına göre 24 saatlik ömrünüz kalmış." deyince adam yıkılır,
"Hayır, olamaz. Buna inanamıyorum: Fakat bundan daha kötü haber nasıl olabilir? "deyince hasta, doktorun yanıtı kısa olur;
"Dünden beri size ulaşmaya çalışıyorum."

**

Delinin biri intihar etmeye karar ve kendini asmaya çalışır. Biri dayanamayıp sorar;
- Ne yapıyorsun?
- Görmüyor musun, intihar ediyorum.
- Öyle ise ipi boğazına bağlasana
- Bağlarsam boğulurum.

* *

Yıl sonunda öğrenci, uzaktaki ailesine gönderdiği faksta şunları yazıyordu;
"Babacığım okullar kapandı. Öğretmenler beni çok seviyorlar. İmtihanlara tekrar bekliyorlar."

* *

Babası oğluna görgü kuralarını öğretiyordu :
"Örneğin oğlum, bir eve gittik. Onları yemek yerken göndük, ilk sözümüz ne olmalı?
"Afiyet olsun" der oğlu. Baba;
"Peki neden bu söylenir?" deyince oğlu ;
"Neden olacak, buyurun desinler diye." der.

* *

Yargıç, hırsıza şöyle sorar:
"Söyle bakalım, soyduğun dükkana nasıl girdin?"
Hırsız, biraz düşündükten sonra soruyu şöyle yanıtlar:
"Efendim, biz buraya yargılanmaya mı, yoksa meslek sırrı vermeye mi geldik ." der.

* *

Acıkmış olarak eve dönen Mehmet annesine,
"Akşama ne var?" diye sorunca, annesi;
"Saymakla bitmez oğlum" dedi. Mehmet;
"Güzel, nelermiş bunlar?" deyince, annesi gülümseyerek,
"Pirinç pilavı!" dedi.

* *

Küçük Zeynep annesine;
"Bana yeni bebek alsana, anne." dedi. Annesi;
"Bebeğin var ya kızım; yenisini ne yapacaksın?" diyence, küçük Zeynep;
"Ben varken, sen kendine yeni bir bebek aldın ya!" der.

* *

Öğrencinin biri sürekli yaramazlık yapıyormuş. Öğretmen dayanamamış kulağından yakalamış. "Bana bak! Uslu durmazsan dayak yersin." deyince, öğrenci;
"Ben oruçluyum!" der. Öğretmen;
"Eee oruçluysan ne yapalım?" deyince, öğrenci;
"Annem bana sakın bir şey yeme dedi evden çıkarken. Eğer bir şey yersem orucum bozulurmuş."

* *

Yüzü gözü yaralı adam muayehane kapısından içeri girerken der ki;
"Her tarafımı arılar soktu." Doktor ona bakar ve gayet sakin,
"Peki o zaman şöyle oturun da size birkaç iğne yapalım" der.

* *

Hakim Sorar:
- Oğlum adın nedir?
- Temel ama, "Z"si yok!
Hakim:
- Temel'de "Z" olurmu, be adam?
- Haçan hakim pey ne kızayısun, pen de zaten "Z"si yok dedum!

* *

Kızın biri okulda çok geveze idi. Herkes şikâyetçiydi. Müdür bir gün kızın babasına telgraf çekti:
-Kızınız çok geveze, diliyle ortalığı karıştırıyor. Lütfen çaresine bakınız.
Telgrafın cevabı gelir:
-Siz gelin bir de annesini görün. Geveze nasıl olurmuş!

* *

Adamın biri sormuş;
-Cüzdanımı sen mi aldın?
-Altı mahallenin, altıncı sokağının, altıncı apartmanının, altıncı odasının, altıncı çekmecesinde duran Kur'an'a el basarım ki ben almadım...

* *

Temel idama mahkum olmuş. Son arzusu doya doya mantar yemekmiş.
-Ne biçim son arzudur bu? _
-Zehirlitur tiye tiye pağa yedurmetiler. Şimti ağuz taduyla rahat rahat bir mantar ziyafeti çekeceğum.

* *

Karadenizli atlet öğünüyordu:
-Ben 100 metreyi tam 8 saniyede koşayurum.
-Ciddi misin, dedi arkadaşı. Bu bir dünya rekorudur. Nasıl yapıyorsun bunu?
Bizimki hafifçe kasılarak cevap verdi:
-Çestirmeden cideyurum daa...

* *

Yüzme bilmeyen bir turist denize düşmüştü. Suda çırpınırken can havliyle bağırıyordu.
-Help! Help!
Yoldan geçen Temel onu gördü. Kızgın bir şekilde bağırdı:
-Ula ingilizce öğreneceğine, yüzme öğrenseydin ya!..

* *

İki adam aralarında konuşuyorlardı:
-Küçükken gözlerim görmediği için bana voleybol oynatmazlardı. Bu yüzden başka bir vazife verdiler:
-Ne vazifesi?
-Hakemlik!

* *

Anne küçük kızına anlatıyordu.
"Bak kızım, gelinler en mutlu günleri olduğu için nikahta beyaz giyerler."
Küçük kız bir an düşündü.
"Yaa... Şimdi damatların neden siyah giydiklerini daha iyi anlıyorum..."

* *

Küçük Dursun Temel'e sorar:
-Temel emice Cemil MERİÇ kimdur?
-Büyük bir yazar idi. Vefat etti.
-O da küçük yazsa idi...

* *

Temel kahveye koşarak gelir, telaşla:
-Dursun öldi!... der.
Kahvedekiler bu haber üzerine birer yorum yapmaya başlarlar.
-Dursun sapasağlam adamdi neden öldi ki?
-Uşağım hiç bir laz acindan ölmez. Söylemdi biz bağa yardım ederduk.
-Pelki utanmiştur istemeğe
-Gördinmu uşağım. Dursun acından değul, inadından öldi da...

* *

Her bir kahkaha bir tane pirzola demektir. Der kahkaha ile gülen Dursun...
Temal atılır:
Desene Dursun sen teminden beri koca bir sığır yedun.

* *

Bir gün ufak, bir çocukla ninesi karşıdan karşıya beraber geçeceklermiş, nine 80, çocuk ise 5 yaşlarındaymış. Nine torununa:
-Oğulum karşıdan düt düt geliyor, çabuk geçelim, demiş.
Bunun üzerine çocuk:
-Yok nine, o dütdüt değil, sekiz silindirli mercedes demiş

* *

İlkokula giden oğlunu karşısına alan baba, başladı nasihata:
-Bak oğlum!... Oku ve hayatını kazan... Yoksa dilenci olursun.
-Dilenci mi?
-Evet dilenci!..
-Bunu daha önce söylesene baba!... Bende okula bile gitmeyen bu zenginler, bu kadar parayı nereden kazanıyor diye merak ediyorum.
Reklamlar