Home
20 Ekim 2021 ( 1 izlenme )
Reklamlar

İzmir Manisa 'Dalga Dalga Geliyor'

İzmir merkezli aralarında Manisa’nın da 5 İlde FETÖ/PDY emniyet içerisindeki ‘mahrem kadın’ yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında haklarında gözaltı kararı verilen 39 kişinden 32’si yakalandı.

MAHREM KADIN YAPILANMA
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca İzmir merkezli, İstanbul, Bursa, Zonguldak ve Manisa'da emniyet ‘mahrem kadın' yapılanması içerisinde faaliyet gösterdiği yönünde tanık beyanı ve garson gizli tanıktan ele geçirilen dijital fişleme bilgisi bulunan, 5'i Bylock kullanıcısı olduğu tespit edilen ve HTS incelemesinden örgütsel irtibatı olduğu belirlenen ve haklarında gözaltı kararı verilen 39 kişiyi yakalamak için bu sabah saatlerinde eş zamanlı operasyon başlatıldı.

32 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI

39 kişinin örgüt içerisindeki sözde görev dağılımına göre birinin “genel müdür”, diğerlerinin de “öğretmen” olarak adlandırıldığı öğrenildi. Şüpheliler arasında 1 öğretmen, 3 ebe ve 1 Kur’an kursu öğreticisinin bulunduğu belirtildi. Operasyon kapsamında şu ana kadar 32 kişinin gözaltına alındığı öğrenildi.

ÇAYCI BAKLAVACI BÖREKÇİ İŞİ DEĞİL BU İŞ
Öte yanda Emekli Albay Erdal Sarızeybek son kitabı ‘Usta’nın Göremediği Siyasi Tuzak’ adlı eserini toplumu ve gelecek nesilleri bilgilendirmek amacıyla Facebook sayfasından yayınlamaya karar verdi. Bu amaçla sarizeybekbilgi.com web adresindeki siteyi aktif hale getirdi ve ilk olarak söz konusu kitabın önsözünü yayınladı.

‘TARİKAT’
Türkiye’nin hala çözemediği Fetö kumpaslarının iç yüzünü araştıran Sarızeybek, tarihin derinliklerine inerek küresel güç haline gelen Tarikat, onunla bağlantılı ABD ve İsrail ilişkilerinin bugüne kadar gün yüzüne çıkarmayan bağlantıları masaya seriyor ve çarpıcı sonuçlara ulaşıyor. İşte tarihe not düşülen olaylar, kişiler, yer ve tarihlerin yer aldığı Usta’nın Göremediği Siyasi Tuzak;

'BAKLAVACI ÇAYCI BÖREKÇİ'
"Fetö denildiği zaman Cemaatten F Tipine, oradan Fetö’ye geçiş süreçleri arasında yaşanan olaylar toplum hafızasında farklı algılara neden oluyor. Çünkü bu toplum biliyor ki, cemaatin devlet mekanizması içine sızabilmesine izin veren siyasi iktidar ile F Tipi kadroların yargı, emniyet, istihbarat ve askeriyeye sızmasına izin veren iktidar, aynıdır. Bugün Fetö’ye karşı mücadeleyi açıktan ilan eden de aynıdır. Dolayısıyla bu çelişkilerle gözler önünde yaşanmış olayları gören insan aklı, ‘neden buna izin verildi’ sorusuyla başlıyor, ‘neden bu yapıyla zamanında mücadele edilmedi’ sorusuyla devam ederek olayları anlamaya çalışıyor.

SU BULANIK TOPLUM ENDİŞELİ
Bu toplum yine haklı olarak terör örgütüyle Cemaat arasındaki çizgiyi ayırt etmekte zorlanıyor. Toplum, cemaat ile bugünkü siyasi iktidar arasındaki bağları da kavramakta zorlanıyor. Çünkü yıllar boyu ‘hizmet hizmet’ deyip ‘muhterem Hocaefendi’ deyip etrafında pervane olanlar, şimdi ise aynı kişiye ‘terörist’ demeye başlayınca haklı olarak akıl karışıyor ve bu zihin karmaşası, Fetö ile mücadelede olması gereken toplum desteğinin sessizliğe bürünmesine yolaçıyor.

GÜLEN HALİDİ NAKŞİ
Halidi Nakşibendi Tarikatının bir kolu olan bu Gülen Cemaati hakkında çok konuşuldu; Işık evleri, abiler, ablalar, imamlar, siyaset ve ticaret sarmalının bir sonucu olarak Türkiye, Fetö gerçeğiyle karşı karşıya bırakıldı. Bunların her biri ayrı ayrı inceleme ve araştırma konusu olabilecek bir derinliğe sahip ama bu bizim konumuz değil. Bununla birlikte, peş peşe üç darbe yapıp kendini siyasetin karanlığına gizlemesini bilen bu Fetö’ye bir açıklama getirmenin gereği ortada olduğu için, ana gövdeye de bir gözatılması gerekiyor.

ÖRGÜTÜ KURAN ABİLER VE ABLALAR
Bana sorarsanız eğer üzerinde durulması gereken cemaatin tabanı değil, polisimizi askerimizi ve gençlerimizi daha okul çağında bu cemaat çatısı altında örgütleyenler yani Fetö’nün abileri ve ablaları olmalı. Gerçekten de Türkiye’nin mücadele stratejisinin hedefinde ekmeğini inançları uğruna paylaşan tabandakiler değil, asıl bu abiler ve ablalar olmalı. Çünkü bunlar Misyonerden beter Misyoner olan bir yapı ve memlekette girmediği yer kalmadı. Mahalleler, evler, camiler, vakıflar, dernekler, okullar, yurtlar, pansiyonlar…

Her yere girdiler, her gence el attılar, beyin yıkadılar ve onları tıpkı bir robota dönüştürdüler. Sonra seçilmiş bu kadroyu ‘F Tipi’ne dönüştürüp devletin özellikle istihbarat, yargı ve askeriyede yetki sahibi makamlarına sızdırdılar. Yasa dışı dinlemeler, sahte deliller, önemli şahsiyetlerin biyografik istihbaratını yapanlar ve bunları yabancı istihbarat unsurlarına sızdıranlar kimlerdi? İşte bu baştan sona F Tipi.

Devlet içinde ürkütücü bir istihbarat ağı kuran bu Misyoner kadro, Türkiye çapında örgütlü olmasına rağmen nedense hala ortaya çıkarılmış değil. Yoksa bu kripto kadro tıpkı Erdoğan’ın ‘akıllı olanlar kaçtı’ sözüyle ifade ettiği gibi kaçıp gitti mi, kim bilir? Ama aklınızda olsun, ülkemizde kelimenin tam anlamıyla casusluk şebekesini kuranlar işte bu Gülen’in abi ve ablalarıdır.

ÇAYCI ÇORBACIYLA OLACAK İŞ DEĞİL BU İŞ
Sonuç olarak diyeceğim o ki geçmişten ders alıp bu mücadeleyi kesin bir sonuca ulaştırmayı düşünen bir Türkiye örgütü iyi çözümlemeli, bu tehdidi gerçek boyutlarıyla ele almalı ve mücadelede öncelikli hedeflerini iyi seçmelidir. Şu sıralar görüyoruz işte…Her gün neredeyse üç beş on elli yüz kişi gözaltına alınıyor, kimi tutuklanıyor kimi ise serbest kalıyor. Ajanslara düşen haberlerden bunların hepsinin ankesörlü telefonlara konu olduğu için soruşturmaya tabi tutulduğu anlaşılıyor. İyi tamam da tepedeki kripto hücreler açığa çıkarılmadan buradan ne sonuç beklenebilir ki?

Birkaç milyonu aşkın kişinin şu ya da bu şekilde var olan Cemaat ilişkisi gözönüne alındığında, isterseniz her gün binlerce kişiyi gözaltına alın, soruşturma yapın, tutuklayın ama aldığınız bu kişilerin kripto hücrelerle bağı yoksa, mücadeleniz boşadır, göstermelik olur, bu da hem topluma hem devlete zarar verir.

Erdal Sarızeybek

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Yerli tank TSK'ya teslim ediliyor Yusuf Güney'den Megastar Tarkan'a yalaka göndermesi Fransa'da Yaşayan Aysel Söylediği Parça İle İzlenme Rekorları Kırdı Vatandaşlar canlı yayında isyan etti 'Maaştan başka her şeye zam !'