Kendime ait olan bir evde tek başıma yaşayan bir kadınım, bir gün İşten eve dönerken köşe başında titreyen bir adam gördüm. Üzerindeki ince paltosuyla soğuktan titreyen bir adam gördüm. İçimde tarif edemediğim bir acıma duygusu belirdi. “Böylesine yalnız bir gece nasıl geçer?” diye düşündüm.
Biraz tereddüt ettim ama içimdeki vicdan sesini susturamadım. “Merhaba, istersen sana sıcak bir çorba yapabilirim,” dedim nazikçe. Adamın yüzünde minnet dolu bir ifade belirdi. Kabul etmesiyle birlikte, ikimiz de yavaş yavaş apartmanın dar merdivenlerini tırmandık.
Eve geldiğimizde ona eski ama temiz bir battaniye verdim. “Otur, ısın biraz,” dedim ve mutfağa geçip çorbayı hazırlamaya başladım. O sırada bana hayat hikayesinden bahsetti; sokakların soğuk yüzünü, yaşadığı zorlukları anlattı. Bütün bunları dinlerken, bir insana yardım etmenin sıcaklığıyla dolmuştum. Sonra ona salondaki kanepeyi gösterdim ve burada geceyi geçirebileceğini söyledim. Adam, minnetle bana baktı. “Çok teşekkür ederim,” dedi alçak bir sesle.
Kendi odama çekildiğimde içim rahatlamıştı. “Birine yardım ettim,” dedim kendi kendime, huzurla uyuyabileceğimi hissediyordum.
Sabah gözlerimi açtığımda, bir gariplik fark ettim. Üzerimde yalnızca ince bir çarşaf vardı ve…