Derman filminden şöyle bahsetti: “Her film çekim şartları açısından 'Derman' kadar zor değil tabii ki. Derman'ın çekim şartlarının zorluğu tabiat şartlarından geliyordu. Ağrı'da filmi çektik ve kış aylarıydı. Orada kışın kapanan yollar ve mahsur kalan insanlar ve onların başına gelen bir hikayeydi. Ben orada devlet memuru bir ebeyi canlandırıyordum. Tarık da suçlu olduğu için dağa kaçmış bir kişiyi canlandırıyordu. O filmde birlikte birçok tehlikeli anlar yaşadık, donma tehlikesi geçirdik, ekip olarak bir anda sislerin içinde kaldık. Ben parmaklarımın donmaya başladığını hissettim, daha doğrusu parmaklarımı hissetmemeye başladım. (Tarık Akan) Hemen karla benim ellerimi ovuşturdu. 'Geçecek, geçecek' dedi. Herkes birbirine yaklaşıyor ki kaybolmayalım diye. 'Bir tuhaflık var, ben elimi hissetmiyorum' demeye başladım. Çünkü hepimiz belli hareketler yapıyorduk donmamak için. Bizi oraya getiren vasıtayı görmüyoruz, sesleniyoruz, sesimize cevap gelmiyor. Bir müddet sonra parmaklarım uyuşmaya başladı ve hemen yerden kar alıp, karla ellerimi ovdu ki hareketsiz kalıp donmasın diye. Çok insancıl bir arkadaştı, çok sevgi doluydu. Allah rahmet eylesin.”