Hiç domuz yemedim diyenler dikkat! Ayrıntılar Haberin Detayı YORUMDA

Biliyorsunuz, hazır yoğurtlarda, hazır dondurmalarda, pastanelerde, jölelerde, kremalarda, market ürünlerinin bir çoğunda “kıvam artırıcılar” adıyla domuz mamulleri kullanılıyor. Artık ‘neyin içinde var, neyin içinde yok’, net olarak bilmek neredeyse imkânsız. Haliyle bunları kullanan adamlara “kullanıyor musunuz” diye sorup, doğru yanıt vereceklerine güvenmek de mümkün değil. Tadı bozuk, kendi bozuk olmasına rağmen; uzun süre hiç ekşimeyen, çürümeyen, küflenmeyen, kıvamından dahi bir şey kaybetmeyen yiyeceklerimiz var artık. Peki, bu nasıl oluyor? Cevap: Kıvam artırıcılar, katkı maddeleri… Nedir onlar diye sorsak, “E” ile başlayan anlamayacağımız ve nereden/nasıl elde edildikleri bilinmeyen sayılar işitiyoruz. İnsan yiyip içtikleriyle, büyür, yaşar, inşa olur. Yiyeceklerimizin sıhhati, bizim hem beden hem de ruh sıhhatimizin belirleyicilerindendir. Yaratılanlar içinde, bize helal olanların sayısını bir düşünün. Milyonlarca çeşit helal nimetin yanında, tek domuzun haram kılınmasının sebebini hiç merak ettiniz mi? Pislik içinde yaşadığı için gibi açıklamaları mutlaka duymuşsunuzdur, köyde bulunmuşluğunuz varsa, yediğimiz birçok hayvanın bir şekilde kendi pisliğine bulaşarak yaşadığını bilirsiniz.
Peki, diğer hayvanlar değil de domuz neden haram? Kardeşlerim, domuz genetik olarak insana en yakın hayvandır. Organ nakli tartışmalarında, domuzdan alınan kalp kapakçıklarının insana nakledilebildiğini de duymuşsunuzdur. Bu genetik yakınlık sebebiyle tıp alanında domuzlar üzerinde çok araştırma yapılıyor. İmmun hastalıkların, otoimmun hastalıkların (Multipl Skleroz, Romatoid Artrit, Behçet, Lupus, Sjögren, Ankilozan Spondilit vs.) ve kanserlerin en önemli sebeplerinden biri yiyip içtiğimiz ürünler. Bu tür hastalıklar batı toplumunun hastalıklarıdır. Bizde görülme oranları eskiden çok düşüktü, artık her geçen gün artıyor. Vücudumuz kendinden olmayan, maddelere karşı antikor üretir. Domuz kaynaklı yağlara, proteinlere karşı da üretiyor, ancak genetik yapımızın benzerliği sebebiyle, ürettiğimiz antikorlar domuzla bizim hücrelerimizi karıştırıyor ve kendi bedenimize saldırmaya başlıyor. Sonuç: Otoimmun hastalık. Başka bir mekanizmayla da bu ürünler, genetik yapımızda değişikliklere neden olarak, kanserlere sebep oluyor.
Çikolataların çikolata
Reklamlar