Serçe allah’a Küsmüştü Melekler serçe ne söyleyecek diye ona bakıyordu. Serçe mahzun birazcık da sitemli ses tonuyla; “küçük bir yuvam vardı. Yorulduğumda dinlendiğim üşüdüğümde sığındığım. Kimseyi rahatsız etmiyordum ve dev gibi Dünya’da ufacık bir yerdi kimsenin yerini dar etmiyordu.Sen onu da bana çok gördün neydi o zamansız fırtına? Esip yıktı yuvamı ve beni yuvasız bıraktı.” Artık konuşamadı serçe sözleri boğazında düğümlendi. Sessizlik Arş-ı rahmanda yankılanıyordu ve melekler başlarını eğmiş allah’ın vereceği cevabı bekliyordu. Tanrı; “ sen, o yuvanda dinlenirken seni avlamak isteyen bir yılan yuvana doğru geliyordu, seni yılandan korumak için fırtınaya emrettim yuvanı yıksın diye böylece sen oradan uzaklaşarak yılandan kurtuldun. Nice belalar var ki muhabbetimle senden uzaklaştırdım ve sen kuşatıcı muhabbetimi görmüyor geçici belalardan dolayı bana düşman oluyorsun. “ Serçenin gözleri doldu ve hüngür hüngür ağlamaya başladı ve onu çok seven allah’ın şefkat ve merhametine fanatik kaldı. Utangaç bir sesle “ affet tanrı’ım “ diyebildi yalnız. Ve gönül sözü Arş-ı İlahi’de yankılandı “Affet allahım” * Başımıza gelen her musibbette, elbet ki nice hayırlar gizlidir. Rabbimize isyan etmek yerine, olanda hayır vardır diyerek rıza göstermek gerekir.