Kasaba, o sabah güne her zamankinden daha ağır bir sessizlikle uyandı. Geçen hafta cuma günü kalp krizi sonucu vefat eden ve neredeyse herkesin “Mehmet Amca” diye hitap ettiği 68 yaşındaki Mehmet Yılmaz’ın mezarında görüldüğü iddia edilen kobra yılanı, yalnızca mezarlıkta değil, tüm ilçede yankı uyandırdı.
İddiaya göre olay, sabah erken saatlerde mezarlığa Kur’an okumaya giden Mehmet Amca’nın yeğeni tarafından fark edildi. Henüz toprağı kurumamış mezarın başına yaklaştığında, mezar taşının hemen dibinde kıvrılmış, başını hafifçe kaldırmış iri bir kobra gördü. Yeğen, yaşadığı korkuyu şu sözlerle anlattı:
“Sanki beni izliyordu. Kaçmadı, saklanmadı. Bir süre sonra mezarın arkasındaki boşluğa doğru süzüldü.”
Haber kısa sürede yayıldı. Mezarlığın önü kalabalıkla doldu, insanlar uzaktan bakmakla yetindi. Kimse yaklaşmaya cesaret edemedi. Kimi sessizce Fatiha okudu, kimi telefonuna sarılıp yakınlarını aradı. Özellikle yaşlılar, bu görüntünün tesadüf olamayacağını savunarak yıllardır anlatılan kabir azabı hikâyelerini hatırlattı.
Mehmet Amca’nın hayatı da yeniden konuşulmaya başlandı. Kimileri onun yardımsever biri olduğunu söylerken, kimileri ise geçmişte yaşanan kırgınlıkların hâlâ unutulmadığını dile getirdi. Bu anlatılar, görülen kobrayı kasaba halkının gözünde daha da anlam yüklü hâle getirdi.
Olayın ardından kasabanın eski imamı, cami avlusunda toplanan kalabalığa kısa ama sarsıcı bir konuşma yaptı:
“Kabir, insanın dünyada ektiğini biçtiği ilk duraktır. Bir mezarda yılan görmek kesin hüküm vermemize yetmez. Ancak bu tür olaylar, yaşayanlar için bir ibret vesilesidir. Kabir azabı haktır, nasıl ve ne şekilde olduğu Allah’ın ilmindedir.”
Bu sözler kalabalıkta derin bir sessizlik yarattı. Bazı kadınlar gözyaşlarını tutamadı, gençler başlarını öne eğdi. Birçok kişi kendi hayatını sorgulamaya başladı.
İslami kaynaklarda, kabir azabının bazen sıkıntı, bazen yalnızlık, bazen de korku veren suretlerle tecelli edebileceği anlatılır. Halk arasında yılan ve benzeri varlıklar, bu azabın sembolü olarak kabul edilir. Bu nedenle Mehmet Amca’nın mezarında görüldüğü iddia edilen kobra, kasabada derin bir etki bıraktı.
Uzmanlar ise olayın doğal bir açıklaması olabileceğini belirtiyor. Mezarlıkların, özellikle sıcak mevsimlerde yılanlar için uygun yaşam alanları sunduğunu; taze kazılmış toprağın, serinliğin ve sessizliğin bu canlıları çekebileceğini söylüyorlar. Ancak bu açıklamalar, kasaba halkının içindeki ürpertiyi bastırmaya yetmedi.
Asıl dikkat çeken detay ise olaydan sonraki geceydi. Mezarlık yakınında yaşayan bazı kişiler, gece boyunca köpeklerin durmadan uluduğunu, sabaha kadar uyuyamadıklarını anlattı. Kimileri bunun korkunun oyunu olduğunu savunurken, kimileri ise “Boşuna değildir” diyerek iç çekti.
Bugün Mehmet Amca’nın mezarı eskisinden çok daha fazla ziyaret ediliyor. Kimisi onun için dua ediyor, kimisi kendi hayatı için tövbe ediyor. Mezarlığın taşları aynı, toprak aynı…
Ama insanların bakışı artık bambaşka.
Kobranın ne anlattığı kesin olarak bilinmiyor. Belki sıradan bir doğa olayıydı, belki de yaşayanlara sessiz bir hatırlatmaydı. Ancak kesin olan bir şey var:
Bu olaydan sonra kasabada kimse ölümü eskisi kadar uzak görmüyor.