Ama benim endişem dinmiyordu. Fırat, benim bu halimi görünce, hemen bir plan yaptı. “Biliyor musun,” dedi, “seninle bir kahve içelim, biraz sohbet ederiz, kafan dağılır. Sen evde durdukça bu endişen daha da büyür.” Bu fikir bana iyi geldi. “Tamam, Fırat,” dedim, “geleyim o zaman.”
Yağmurluk montumu alıp, evden çıktım. Yağmur hala şiddetliydi, ama dışarı çıkmak, evde o tedirginlik içinde oturmaktan daha iyi hissettirdi. Fırat’ın evine doğru yürürken, yağmurun altında ıslanmak bile bir anlamda beni sakinleştiriyordu.