"Ben şahsen kendimi hayvan gibi hissediyorum. Kışın geliyorlar o demirli pencerelerin arasından bakıyorlar. İşte, “orasını açsa da görsek, burasını açsa da görsek”, işte ”aç, aç, aç ne olacak”. Zaten insanı bunlar rahatsız ediyor, psikolojisini bozmaya da yetiyor. Bunları görmek lazım, bir gece gelip böyle görmek lazım... Yeri geliyor, evli kadın kocasına tahammül edemiyor, yeri geliyor biz burada ay haliyle çalışmak zorunda kalıyoruz. İlaçla ay hali görmemiz engelleniyor fakat bunun doktorlar da önüne geçemedi, ahlak da önüne geçemedi. Bir ara ahlakın kulağına gitti haplar yasaklandı, ama ahlak da artık başa çıkamadı... Can güvenliğimiz yok, adamın biri sarhoş, psikopat geliyor, içeride seni dövse, çok oluyor kızların dövüldüğü ettiği. Hakaret yemesi, dayak yemesi çok oluyor. Sen dayak yedikten sonra müdahale edilse ne olur, edilmese ne olur, tokadı yedikten sonra..."
Kaynak: Mersin Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Dr. Neriman Açıkalın araştırması
5. Adı Sinem ama gerçek adı değil. 38 yaşında. Sevgilisi tarafından arkadaşlarına pazarlanmak istenmiş.
"Hiçbir kadının bu hayatı tercih edeceğini sanmıyorum. Hayat kadınlığı, tercih edilecek bir hayat değildir. Benim hikayem cahillikle başladı. Aslen Sinopluyum. Sevdiğim bir adamın sözlerine kanıp, ailemi ve her şeyimi geride bırakarak buraya, İstanbul’a geldim. Ancak daha sonra, sevdiğim adamın bana olan tavırları ve yaklaşımları değişti. Bir gece, arkadaşlarını eve konuk ettiğinde aldığı uyuşturucu ve alkolün etkisi ile beni arkadaşlarına satmak istedi. İşte o an benim hayatımın dönüm noktasıydı. O gece oradan kaçıp kendi başıma yaşamanın zorluğunu öğrendim. Hayatta kalabilmek için büyük şehirlerin senden istediklerine göz yummak zorunda kalıyorsun. Hele ki cahil ve biraz da alımlı bir kadınsan. Hiçbir kadın hayat kadınlığını tercih etmez."
Kaynak
6. Adı Melis S. 30'lu yaşlarında. Ege Üniversitesi İletişim Fakültesini kazandı ama yarım bıraktı. Yaşanılanlardan ötürü kızı epilepsi hastası, kendisi mide kanseri.