İlk zamanlar onu bekliyordum. Sonra dayanamayıp yatmaya başladım. Ancak sabah olunca onun geldiğini fark ediyordum... Kendi evimize geçtik. Ama tadımız, tuzumuz, sevgimiz kalmamıştı. Robot gibi bir hayatımız vardı... Aylarca hafta sonları dahil kocamı evde görmedim. Hep çalıştı.. Çalıştı.. Çalıştı... . Hafta sonlarımız da elimizden gitti. Ama fark edememiştim. Ben, kocam eskisi gibi benimle ilgilenmiyor zannediyordum. Ama bilmiyordum ki, aslında benimle ilgilenecek zamanı kalmamıştı. Tüm zamanını benim mobilyalarım, halılarım, arabam, perdem, evim ve bitmek bilmeyen hırsıma harcamıştı.. Benimle değil, isteklerimle ilgileniyordu... Uzun hikaye... Ne mi oldu sonra? Kocam artık evi umursamaz oldu. İş yerinde kalmalar falan... Şüphelenmeye başladım. Aldatıyor muydu diye düşündüm. Eve geldiğinde elbiselerini karıştırıyor, kadın saçı arıyordum. Telefonunu alıp kurcalıyordum. Ama bir şey bulamadım. Üzerine gittim. Zorladım. Sonunda ağladı. İşten uzun zamandır çıkarıldığını, taksitleri ödemek için günlük, geçici işlerde çalıştığını, evin taksitlerini ödeyemediğini söyledi. Bir kaç defa intihar etmeye teşebbüs ettiğini ama ailesinin sefil olmaması için bundan vaz geçtiğini söyledi. Beraber ağladık. Ağlamakla borç ödenmiyordu. İcra mektubu geldi. Taksitleri epey geciktirdik. Banka evi icra yoluyla aldı. Bizi çıkarttı. Eşyalarımızın bir kısmını sattık. Diğer borcu arabayı satarak ödedik... . Sonra üç odalı evimize geri döndük. Yıllarca sıkıntıdan sonra eski evimize geri döndük. Dersimizi aldık. Aman ha size gelip de akıl verip para vermeyenlere aldanmayın. .. Onu al, bunu al diyen çok olacak. Ama bir kuruş para vermezler... Kazancınıza göre evde, kazancınıza göre arabada ve kazancınıza göre eşyada gözünüz olsun.."