Bu, Lisa'nın beklediği andı. Onu tamamen korkutup kaçırabilirler miydi? Böylece zavallı Flynn bir daha asla korkmazdı.
Lisa ona doğru koştu ve Bobby de üzerine doğru atıldı. Yakalamalarına yarım metreden az kalmıştı.
Fakat davetsiz misafir panikle tehlikeli bir kaçma girişiminde bulundu. Camı kırarak pencereden dışarıya fırladı.
Ön bahçede büyük bir gümbürtü koptu. Yere düşmüştü, Lisa çok emindi. Onun çok fazla incinmemiş olduğunu umdu.
Bu davetsiz misafirin kim olduğunu anladınız mı? Bir sonraki sayfada öğreneceksiniz!
Lisa, Flynn ve Bobby ile birlikte hızla aşağı indi. Acele ediyorlardı çünkü bu kadar yüksekten düşmek çok tehlikeli olabilirdi. Davetsiz misafiri öldürmek değil korkutmak istemişlerdi sadece!
Ön kapıyı açar açmaz onun yüz üstü yerde yattığını gördüler. Genç bir baykuş. Yüzükoyun yere serilmişti. Neredeyse hiç kımıldamıyordu.
Lisa gözünde yaşlarla kalakalmıştı. "Çocuğumu hırsızdan korumak istemiştim ama bu güzel baykuşu öldürmek istememiştim."
Eline ufak bir çubuk aldı ve zavallı hayvanı hafifçe dürttü... Hala yaşıyor olabilir miydi?
Neyse ki baykuş hala yaşıyordu. Düşmeden dolayı sersemlemişti ama sağlığı iyiydi. Lisa, kanadının kırılmış olabileceğini düşündü.
Zavallı hayvanı kaldırdı, Bobby'nin taşıma kutusuna koydu ve veterinere götürdü.
Kanat gerçekten kırılmış, dedi baykuşa bakan doktor. "Bu kolay bir tedavi, bu özel yaratığı fazla incitmeyecek."
"Özel mi!?" diye sordu Lisa.
Bu baykuşu özel yapan neydi?