Emektar oyuncularımız

Ama bu büyülü dünyanın arkasında, üzücü gerçekler vardı. Bazıları hariç, çoğu Yeşilçam emekçisi, çeşitli nedenlerle, özellikle de Yeşilçam yapımcıları ve yönetmenleri, bazen de bazı oyuncular nedeniyle, yokluk içinde yaşayıp, kimsesiz şekilde vefat ettiler.
Yadigâr Ejder de bunlardan biri.

İri cüssesiyle ürkütücü görünse de, rol aldığı herkes, onun çocuksu ölçüde saf olduğunu söylemektedir.
Ona verilen roller de, ne yazık ki hep horlanan ve dışlanan karakterler olmuştur.
Toplumun ikiyüzlülüğüne de maruz kalan Yadigâr Ejder, karşılaştığı bazı insanlar tarafından, filmlerdeki rolleri nedeniyle taciz edilmiş ve aşağılanmıştır.

Onun bu sıkıntıları, setlerde de, yönetmeninden, baş rol oyuncularına kadar, çoğu kişinin kötü muamelesine maruz kalmakla devam etmiştir.
Yer aldığı filmlerde, sadece oyunculuk değil, set işçiliği, hamallık gibi işler de ona yüklenmiş ve az ücret verilmiştir.
İri cüssesine uygun kıyafet ve pabuç da bulunamadığı için, çoğu yapımda da, set dışı hayatında da, cefa çekmiştir.

Doktor Civanım filmimin setinde, Kemal Sunal'ın, set aralarında, hava soğuk olduğu için bir arabada oturması ama kendisinin arabaya alınmaması nedeniyle isyan edince, Yeşilçam'dan men edildiği iddia edilmiştir.

Geçmişini pek konuşmak istemeyen Yadigâr Ejder'in, geçmişi hakkında soru sorulduğunda, farklı farklı cevaplar verdiği söylenir.

Bir zaman, çeşitli mekânlarda fedailik de yapmıştır.
Çok saf bir insan olduğu için, çok kolay kandırılmaktadır.
Bu nedenle, kendini sert göstermek için, eskiden cinayet işlediği gibi hikâyeler anlattığı söylenir.

Nasıl vefat ettiği konusunda birkaç farklı rivayet vardır.
Daha çok bilinen rivayete göre, bir kış günü, bir bank üstünde, donarak can vermiştir.
Süheyl Eğriboz ve diğer birkaç oyuncunun anlatımına göreyse, hiç içki içmemiş olan Yadigâr Ejder'e, bir arkadaş toplantısında, şaka yapıp, dalga geçmek için, içkili limonata verilmiş ve o da, bir süre sonra sarhoş olmuştur.
Bu şekilde girdiği bir lavaboda, ayağı kayıp, kafasını duvara çarpınca, beyin kanaması geçirerek, vefat etmiştir.

Bir Yadigar Ejder Kitabı'nın yazarı Erhan Tuncer ise araştırmaları sonucu edindiği bilgileri şöyle aktarıyor:

'Yadigâr Ejder'in Taksim Parkı'nda donarak öldüğü haberi gerçeği yansıtmıyor. Yadigâr aslında 4 Mart 1991'de yemek yemek için girdiği bir lokantanın tuvaletinde beyin kanaması geçiriyor ve orada vefat ediyor. Cenazesini lokantanın önüne çıkarıyorlar. Onu orada gören insanlar da sokakta öldüğünü sanıyor. Bu kulaktan kulağa 'Parkta donarak öldü' oluyor. Çünkü işsiz kaldığı dönemlerde gününü o parkta geçiriyor. Aslında öldüğü dönem ambargoyu kırıp iş bulmaya başladığı bir dönem. Öldüğünde 40 yaşında. Çok genç ama ileri düzeyde şeker hastalığı ve yüksek tansiyonu var.'Beyoğlu Kulaksız Mezarlığı'nda yatıyor ve Cemal Süreya ile komşu...O, çok tanınan fakat gerçekte kendisine dair çok az şey bildiğimiz bir karakter oyuncusu.

Yaşam öyküsüne biraz olsun ışık tutmak ve kendisini anmak istedik...

Koca yürekli bu oyuncumuzun ruhu şad olsun.
Alıntı.
Reklamlar