Onları sıcak tutmak için kendi kıyafetlerini getiriyordu.
Dizlerimin üzerine çöktüm.
“Elif…” diye fısıldadım. “Bunu kimseye söylememiştin.”
Bu bir tesadüf değildi.
Bu, kızımın geride bıraktığı sevgiydi.
Hepsini eve taşıdımYumuşak havlularla bir yuva yaptım. Paşa başlarında bekledi.
O akşam Murat aşağı indiğinde manzarayı gördü. Uzun süre hiçbir şey söylemedi.
Sonra sadece şunu fısıldadı:
“Gerçekten çok büyük bir kalbi vardı…”
Hepsini sahiplendik.
Ve ben…