Ne evde ne de işte kimseye belli etmeyecektim. Yapılacak işleri yapıp arabama bindim. Tekrar o ablanın evine gideyim dedim. Önce muhtara uğradım. Akşam sokağın adını ve kapı numarasını almıştım. Biraz araştırdım. Muhtar abi ‘’Ben bile her ay elektrik faturasını cebimden ödüyorum. Ne verirsen o kadına mutlu olurum’’ deyince tamamdır dedim. Zaten hayatın ne anlamı kaldı ki, ölüyorum birkaç aya kadar sonuçta değil mi? Evdeymiş abla. Bugün yıkanacak merdiven yokmuş ona. Oturduk, konuştuk. Kahve bile yaptı kızı bana. Hiç böyle tatlı gelmemişti valla. Evin oğlu Ahmet kayboldu bir ara.