Cüneyt Arkın’ın Kızına Mektubu


Odama girerken ceketini ilikleyen 50 yaşındaki hastalarımı düşünüyor, bana gösterdikleri saygıdan utanıyordum. Eve gelip eşyalarımı topladım, annene Anadolu’ya gideceğimi söyledim. Bana karşı koydu, «Başarmalısın, başaracaksın» dedi. Tekrar çileli günler başladı. Annen tek gücüm, tek dayanağımdı. İlk filmime başladığım zaman içim bomboştu. Subay trençkotum eskimiş, ayakkabılarım su alıyordu. Günlerimi bir sandviçle geçiriyordum. Annen hem operada çalışmak, hem okula gitmek zorunda kaldı, içkiye alıştığım, doymamacasına içtiğim günlerdi. Dünya bana haksızlık etmişti.



Yağmurlu bir gündü, ince trençkotumun altında üşüyordum. Ayaklarım sırılsıklam olmuştu. Evden kahvaltısız çıktığım için midem acayip bir şekilde kaynıyordu. Paramı saydım, ancak yola yetecekti.Taksim’e geldiğimde fırın taze ekmek çıkarıyordu. Bir ekmek aldım ve onu yedim.
Reklamlar