Gecenin bir vakti hanımı horlarken, Nasreddin Hocayı uyku tutmamış. Aradan bir saat geçmiş. Duvarlar sallanmaya başlayınca hanımı aniden uyanmış, yatakta oturumuna gelmiş:
- Hoca, gürültüye uyandım. Ben horluyor muydum? Diye sormuş.
Hoca:
- Ne horlaması hanım! Gök gürledi. Belli ki yağmur yağacak, demiş.
Bir kovboy çiftliğine dönmektedir. Bindiği atı yeni satın almıştır. Atın üstünde bir gün evvel evlendiği genç bir kadını da getirmektedir. Sel yatağı boyunca ilerlediklerinden, kötü bir rastlantı sonucu at kayar.
- Bir, der kovboy kısaca.
Ve on dakika sonra at yine bir yoldan sapma yapar.
-İki, der kovboy.
Biraz daha ileride, at bir engel karşısında, az kalsın dengesini kaybeder gibi olur, bu kez kovboy ne bir, ne iki der. Kadını attan indirir ve :
- Üç, der!
Ve bir tabancayla atı öldürür. Genç evli kadın, dehşete düşmüştür. İtiraz etmekten kendini alıkoyamaz.
- Her şeye karşın, biraz sert, yapmamalıydın!
Ve kovboy sayar :
-Bir!